BUNU BARİ BECERİN

Açlık kapıyı çalıyor, hiç kimsenin umurunda değil.  Rusya, Ukrayna, savaş halinde bırakın bize buğday satmayı kendilerini bile zor görüyorlar. Önce Nijerya ardından Sudan durmadan arazi kiralıyor. Buğday ekmeye çalışıyoruz ama nedense bir türlü beceremiyoruz. Sudan’da 9.3 milyon tarım arazisi kiraladık Tarım İşleri Genel Müdürlüğü boş yere milyonları harcadı bir avuç buğday elde edilemedi aynı hüsranı Nijerya’da, yaşadık milyonları harcadık elde var yine sıfır buralara harcadığımız paraları kendi çiftçimize mazot desteği verseydik belki de buğday ihraç ederdik.

Sudan denemelerinin ardından Nijerya’da bir milyon hektar alanda yem bitkisi üretilerek Türkiye’ye getirilmesi planlanıyordu bu proje ekonomik olmadığı için vazgeçildi ancak bu proje içinde milyonlar harcandı.

Şimdi her şeyi bir tarafa bırakalım ve dışarıda üretim yapmak için neden bu kadar çok uğraş verip ısrar ediyoruz anlamak çok zor, bizim topraklarımız yetersiz değil verimsiz hiç değil sadece çiftçinin maliyetleri yüksek.

Bu maliyetleri yükseltende devlet düşürün maliyetleri ektirin buğdayı ona buna avuç açmayalım. Geçtiğimiz günlerde ülkemizi ziyaret eden Venezüella Devlet Başkanı Nikolas Maduro  ile hemen tarım anlaşması yaptılar ve Venezüella’da buğday üretecekmişiz oysa birçok tarım bilimcisi ve tarım yazarı bu ülkenin buğday yetiştirmek için iklim koşullarının elverişli olmadığını söylüyor.

İklimin elverişsiz olduğunu bir tarafa bırakırsak Venezüella un ihtiyacının % 85’ini Türkiye’den alıyor % 29’unu Brezilya, % 7.4’ünü Kolombiya’dan karşılıyor. Peki şimdi biz nasıl oluyor da bu ülkede buğday üreteceğiz açlık kıtlık kapıya dayandı dediğimizde bizleri günah keçisi ilan ediyorlar daha  bir hafta önce ekmeğe zam geldi 200 gram ekmek 4 lira.

Hani ekmek demeye bin şahit lazım ekmek değil poğaça ver küçük bir çocuğa anca karnını doyurur. Hiç alakası yok demeyin yazımı şöyle tamamlamak istiyorum.

Kasabanın semercisi ölmüş bunu duyan eşekler toplanmışlar hep beraber çayıra çıkıp oynamaya zıplamaya başlamışlar “oh ne güzel semerci öldü artık kimse bize semer vuramaz yaşadık” diyorlar yaşlı bir eşek bir kenarda sakin sakin duruyor sormuşlar “sen niye sevinmiyorsun. Yaşlı eşek yanıt vermiş ölen semerci hepimizin sırt ölçülerini biliyordu şimdi acemi bir semerci gelip yaptığı semerler sırtımızı yara bere yaparsa ne yaparız.”

Önemli olan semercinin ölmesi değil eşeklikten kurtulmak demiş yaşlı eşek doğru söylemiş. Bizde Sudan, Nijer, Venezüella hesaplarını bırakıp daldaki beş kuştan eldeki iki kuş daha iyidir deyip kendi bereketli ata topraklarımızı ekelim çiftçinin üretmesi için ne gerekiyorsa yapalım ve hiç kimseye avuç açmadan  yaşayalım kalın sağlıcakla.