BÖYLE KAZALAR DEVAM EDER

Biliyorsunuz Amasra maden ocağında kaza oldu. 41 madenci hayatlarını kaybetti. Bu kazaya kader dediler. Böyle bir kazanın kader olabilmesi için. Bütün tedbirlerin dört dörtlük alınmış olması gerekir. Tedbir alınmadan meydana gelen kazalara kader diyemezsiniz. Tedbir olmadığı gibi. İhmalinde olduğu ihtimalide var gibi gözüküyor. Tedbir alınmış veya alınmamış hiç önemli değil. Önemli olan burada bu maden ocağından sorumlu kimdir? Yani yetkili yönetici. İşte bu ocaktan sorumlu yetkili yönetici bu kazanın sorumlusudur. Sorumlu olan yöneticiler olmadığı müddetçe bu kazaların önlenmesi mümkün değildir. Yönetici hem sorumlu hem de işten anlayan birisi olacaktır. Şimdi ben size seneler önce Ankara İstanbul arasında ki demir yolunun pamuk ova mevkiinde meydana gelen tren kazasından bahsedeceğim. Bu hat senelerdir çalışan bir hattı. Her şey normal şekilde devam ederken. Bu harta hızlı tren çalıştırmaya karar verdiler. Bu hızlı tren İstanbul’dan Ankara’ya hareket ederken zamanın yöneticisi “bizim acelemiz var. Bugün bu hızlı tren Ankara ya hızlı tren olarak gidecek” demişti. Yani karar yöneticiler tarafından alınmış demektir. Bu hızlı tren çalışmaya başladı. Fakat rayların bu hızlı trene göre yenilenip yenilenmediği hakkında bir bilgi verilmedi. Raylarda bir tadilat dahi yapıldığını hatırlamıyorum. Gün geldi bizim hızlı tren Pamukova mevkiinde devrildi. Ve aklımda yanlış kalmadı ise 38 kişi hayatını kaybetti. Bu hızlı trenin iki makinisti yargılanandı. Ve suçlu bulunarak hapis cezasına çarptırıldılar. Bu iki makinist bu hızlı trene göre tadilat yapılmadan kendi başlarına hızlı trene mi geçtiler? Bunlara emir veren yöneticiler neden yargılanmadı? Bu iki makinistin kendilerinin bu kararı verme yetkileri yoktur. Bunlar ancak trenin çalıştırılmasında sorumludurlar. Treni çalıştırıp raylar üzerinde gidip gelmek görevleridir. Rayların hızlı trene göre reaktife edilip edilmediği makinistleri bağlamaz. Onlara verilen görev treni bu raylar üzerinde Ankara İstanbul arasında çalıştırmaktır. Bu iki makinistin normal trenden hızlı trene geçilmesine karar vermeleri mümkün değildir. Kararı veren yönetim kurulu kadrosudur. Tren kaza yaptı 38 kişi hayatın kaybetti. Allah rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun. Yargılanan iki makinist hapis cezasına çarptırıldı. Yöneticilere ceza verilmedi bildiğim kadarı ile. Emire itiraz etseler. İşten atılırlar. Ekmek parası kazanmak için çalıştılar. Normal tren ile ne güzel görevlerini yapıyorlardı. Bu hızlı tren başlarına dert oldu. Hem işlerinden oldular. Hem de hayatları karardı. Halbuki bu iki makinistin hiçbir suçu yokken mahkûm oldular. Verilen emri yerine getirdiler. Adamların hayatları kaydı. Hem de zerre kadar suçları yok iken. Maalesef Türkiye’nin yöneticilerinin verdiği karar kesin. Pekiyi bu yetkinin hiçbir sorumluluğu yok mu? Bu maden ocağına verirmiş bir yetkili yok mu? Mutlaka bir yetkili atanmıştır. Yetkili demek aynı zamanda sorumlu demektir. Soruşturma devam ediyor. Fakat hiçbir yetkiliden bahsedilmedi. Yetkiliyi belki başka bir yere kaydırmışlardır. Yetkili mutlaka vardır. Olmaması mümkün değil. Her yerde mutlaka bir yönetici vardır. Bu yöneticiler hem işin ehli olacak. Hem de yetkili aynı zamanda da sorumluluk taşıyacaklar. Öyle bir dönüm bostan yan gel yat Osman olmayacak. Yönetici mutlaka olacak. Zaten yönetici olmadan olmaz. Fakat hem işin ehli olacak hem da sorumlu olacak. Sorumlu yöneticiler olmadığı müddetçe bu kazalar devam edecektir. Sorumlu demek aynı zamanda yol gösteren demektir. Yöneticiler mutlaka sorumlu olmalıdır. Yöneticiler sorumluluk almadan bu işler yürümez. Birkaç kişiyi bir arada çalıştırdığınızda dahi. İçlerinden birisine bu guruptan sen sorumlusun deniliyor. Bu maden ocağının sorumlusu mutlaka vardır. Bu kazaları önlemenin tek yolu sorumlu yöneticilerin olması aynı zamanda hesap verebilecek. Sorumlu yöneticiler olacaktır. Allah ülkemizi her türlü kazadan beladan korusun. Acılı günler görmeyi nasip etmesin. Kazada hayatlarını kaybedenlere Allah rahmet eylesin. Mekanlarını cennet olsun. Ailelerine Allah sabırlar versin. Yetim kalan yavrulara Rabbim şefkati ile muamele etsin. Saygılarımla. Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!