BİZİM ŞEHİR HAK ETTİĞİ YERDE Mİ?

Balıkesir hak ettiği yerde değil. Kabuk çatladı da bir türlü kırılmadı. Kamu hizmetleri ve belediye hizmetleri ile şehir bir yere kadar geliyor sonra duruyor. Özel sektöründe elinden geleni yapması gerekiyor. Şehrin takımına bile sahip çıkamayan bizler değil miyiz? Balıkesir bir sıkışıklıktan kurtulmadı. Bursa ile İzmir arasında sıkışan şehir diye anılırdı şimdilerde Manisa ile Bursa arasında sıkışan şehir olarak anılır oldu. Manisa bile İzmir’in dibinde olmasına rağmen büyüdü ve bizi geçti. Manisa OSB’de 212 firma var ve toplam 53.000 kişi burada çalışıyor. Bu organize sanayinin yoğunlaştığı sektörler ise beyaz eşya, elektronik ve otomotiv yan sanayi.

Balıkesir, İstanbul’a artık çok yakınmış. Otoban artık Balıkesir’e hayat verecekmiş. Beklendiği gibi olmadı. Susurluk gibi bir ilçemiz otoban yüzünden gelirini kaybetti. İstanbul’dan kimse gelip otoban var diye Balıkesir'e yatırım da yapmadı.

Bir şehrin kalkınması elbirliği olur. Kişi ve kuruluşların birbirine görev vermesi ile olmaz. Proje ile olur, para kaynağı ile olur. Çağın ötesine geçemeyen şehirler, bir süre sonra cazibelerini kaybederler. Balıkesir’de bir an önce tarihi, kültürü, medeniyeti koruyacak, diğer yandan yeni ihtiyaçlara uygun yatırımlar tespit edilip yapılmalıdır.

Balıkesir huzurlu bir şehirdir ve artık akıllı şehir olmalı, marka şehir olmalıdır. Yapılan her yatırım, atılan her adım akıllı şehirler stratejisine uygun olmalıdır. Akıllı şehirler, vicdanlı, becerikli ve çalışkan belediye başkanlarıyla kurulur. Balıkesir’de belediye başkanlarımız canla başla çalışmaktadır ve bu başkanlarımızın yaptıkları işlerin önüne engel çıkartmaya çalışanların gayretlerini boşa çıkarmak da bizim görevimiz olmalıdır.

//////
Tuzağa Düşen Akbaba

Bir akbaba, bir çaylağa şöyle seslendi:

"Uzakları görmede benden üstün hiçbir kuş yoktur!"

Çaylak kendisine şöyle cevap verdi:

"Bunu söylemek yetmez, ispat etmen gerekir. Gel bakalım, şu ovanın içinde ne görüyorsan söyle?"

Akbaba, bir günlük yol tutan bir yükseklikten aşağılara baktı ve çaylağa alaycı bir ifadeyle bağırdı:

"Ovanın ortasında, ta şu noktada bir buğday tanesi görüyorum!"

Çaylak hayretini gizleyemedi.

"Haydi! inip bakalım!" dedi. Aşağıya doğru hızla süzülmeye başladılar. Akbaba hemen tanenin yanına indi. Ancak,  ayağına tuzağın ipi düğümleniverdi.

Zavallı akbaba, bir buğday tanesi için, tuzağa esir olacağını anlayamamıştı.

Akbabanın tuzağa tutulduğunu gören çaylak şunu söyledi:

"Sen düşmanının tuzağını fark edemedikten sonra taneyi görmüşsün neye yarar?"

* * *

Ecel birinin canına kast ettiği zaman, onun önce keskin gözünü bağlar.

Kıyısı görünmeyen bir suda, yüzücünün gururu işe yaramaz!

Günün Sözü: Ey Allah’ım! Yüz binlerce tuzak ve yem var; bizler de aç kuşlar gibiyiz. Her birimiz birer doğan olsak da, her an yeni bir tuzağa tutuluyoruz. Sen bizi her zaman tuzaktan kurtarıyorsun. Ey ganî ve müstağni olan Allah’ım! Biz yine bir tuzağa doğru gidiyoruz. (Ama) her adımda binlerce tuzak olsa, sen bizimle oldukça hiç gam yok! Hz Mevlana