BAŞKAN KÜSTÜN MÜ? KORKTUN MU?
Söze başkan diye başlamak doğru mudur pek bilemedim ancak rahmetli babamın anlattıkları kadarıyla başkan demek içimden geldi.
Şimdi mutlaka merak ediyorsunuzdur kim bu başkan nedir ne değildir ne yapar neyin başkanı sendika mı? oda mı? yoksa sınıf başkanı mı? Başkanı Balıkesir ilinde ben tanımıyorum diyen biri çıkmaz daha doğrusu başkanı tanımayan Balıkesirli değildir.
Başkan bulunduğu mevki ye gelene kadar adeta tırnaklarıyla kazıyarak gelmiş dedim ya rahmetli babam anlatırdı. Başkanı en az bizi sevdiği kadar severdi. Başkan Balıkesir’in küçük bir köyünde dünyaya gelmiş her köy çocuğu gibi okul tarla ara sıra hayvanlarla uğraşıp ilkokulu tamamlayıp orta ve liseyi okumak için köyüne veda etmiş ve kararını çoktan vermiş okuyacak önce kendi köyüne sonrada tüm Balıkesir’e hizmet edecek.
Kafasına koyduğunu da yapmış yüksek ziraat mühendisi olarak dönmüş köyüne bir süre sonra. Politikaya atılmış atılarak daha çok hizmet etmek istemiş Doğruyol Partisi ilçe başkanlığı görevini almış burada siyasi yaşamını geliştirip il genel meclis üyeliğine terfi etmiş.
Bununla da yetinmemiş başkan Doğruyol Partisi’nin tulum çıkarttığı 19. dönem milletvekili adayı olmuş ve TBMM gidivermiş.
Başkan artık bir milletvekili olmuş ama yetinmemiş memleketi için daha fazla şeyler yapmak istemiş, Sanayi ve Ticaret Komisyonu Sözcülüğünü almış ancak yetmemiş daha fazla çalışmak isteyip Tarım Orman ve Köy İşleri Komisyon Başkanlığı görevini de üslenmiş. Başkan mesleğinin hakkını sonuna kadar vermiş şu anda hala vermekte ancak aklımıza takılan bir soruyu sormak ve Başkanın yanıtlamasını istesek Başkanın yanıtı ne olur çok merak ediyorum.
Sevgili Başkan ülkemizin içindeki sıkıntıları biliyorsun. Türk tarımının ne hale geldiğini de biliyorsun Milletvekili olduğun partinin tarihe karışmasından sonra başka bir siyasi partiye girmeyi düşünmediğini de biliyoruz.
Sayın başkan şu an oturduğun koltuğun hakkını yıllar yıllar önce verdiğinizi daha önce bahsettiğim gibi babam anlatmıştı. Siz Balıkesir tarihinin en büyük çiftçi mitingini yapmışsınız.
Kortej Atatürk Anıtı’na geldiğinde kortejin sonu Paşa Cami civarında imiş.
Rahmetli Bülent Ecevit dönemine rastlayan bu miting Atatürk Anıtı’nda yaptığınız konuşmada çiftçiyi bitirdiniz, köylüyü öldürdünüz buğday, ayçiçek kısacası tarım ürünü yetiştirenler aç kaldı, aç diye siz bağırdınız.
O kadar güzel konuştunuz ve mitinge katılan binlerce kişinin alkışlarıyla adeta ortalık inledi sizin konuşmanızın ardından mitinge katılan bir din görevlisine mikrofonu verip, mitingi kazasız belasız atlattığınız için son noktayı dualarla koyalım dediniz.
Hoca efendi duaları okurken kalabalığın içinden gür sesli bir çiftçi hoca dua etti. Ecevit ölsün ölsün diye bağırınca bir Allah’ın kulundan ses çıkmadı, sizde hiç bir tepki vermediniz.
Oysa Ecevit’in çok dürüst ülkesini halkını seven bir lider olduğunu sizde çok iyi biliyordunuz demek ki o dönemde öyle davranmanız gerekiyordu.
Aradan yıllar geçti ve sizde ülkemizin içindeki zor durumu fark ederek belki de yarım kaldığını hissettiğiniz projeleri hayata geçirip hizmete kaldığınız yerden devam edebilmek adına 2014 yerel seçimlerindiniz Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldunuz ama seçilemediniz, sayın başkan 2014 yılından buyana ülkemizin her geçen gün tarımının tükendiğini görüyorsunuz, topraklarımız ekilmiyor çiftçi mazot alamıyor, tohum ithal ilaç pahalı saman yok buğday yok eskiden samanımız vardı mercimeğimiz vardı köylü tarlasını ekebiliyordu tüm bunlara rağmen siz Balıkesir’in en büyük çiftçi mitingini yaptınız şimdi sormak hakkımız sanırım Sayın Başkan Sami Sözat özellikle tarım sektöründe büyük bir kan kaybı yaşanırken niye hala oturuyorsunuz. Ayağa kalkmanın zamanı gelmedi mi? O büyük muhteşem örgütünü toplayıp haklı olarak bir eylem yapman için daha çok beklenecek mi? Sami Başkan bilmek isteriz. Korkuyor musun yoksa küstün mü?
Yorum yapın