BALIKESİR DEPREME HAZIR MI?

“Lütfen depremden kaçış olmadığını ama depreme hazırlıklı olabileceğimizi unutmayınız”.
Marmara Bölgesinde ve Marmara Denizinde olası bir deprem bizim özellikle Bandırma ilçesini etkileyecekmiş. Peki! Balıkesir depreme hazırlı mı? Ülkemiz açısından bir dönüm noktası olan 17 Ağustos 1999 tarihi, toplumsal olarak afet sonucun da  bir kısım kamu ve sivil toplum örgütleri çeşitli çalışmalar başlatmışlardır. Bu çalışmaların yanı sıra toplumsal bilinçte deprem sonrası depreme hazırlıklı olma ve deprem sırası ve sonrasında yapılması gerekenlere karşı ilgi artmış, kişiler bilinçlenmeye başlamış ama yaşanan felaket unutulmaya başlandıkça bu ilgi de azalmış hatta kaybolmaya yüz tutmuştur.
Ülkemizin deprem kuşağında bulunması ve irili ufaklı depremlerin sık yaşanmasından ötürü ülke olarak depreme karşı aşinalığımız bulunmakta ancak Japonya gibi deprem bilincinin yüksek olduğu ülkelere kıyasla hazırlıklı olma halimiz bireysel anlamda oldukça zayıf kalmaktadır.
Balıkesir de zemin sıvılaşmasından bahsedilmektedir.  Mevcut yapılara sıvılaşma riskine karşı uygun olan zemin iyileştirme metotları uygulanmalıdır.  Kat yüksekliği zemine uygun hakim titreşim periyotları dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır. Mevcut binalarda depreme dayanıklılığı kontrol edilmelidir. Deprem riski yüksek sıvılaşma riski yüksek zeminlerin imara açılmaması gerekmektedir. Yapılacak binaların daha düzgün yapılması gerekiyor. Bilim adamlarının da söylediği gibi deprem öldürmez, bina öldürür.
Gerçekleşmesi muhtemel afetler için senaryoların çok dikkatli hazırlanması, görevli personelin eğitime tabi tutulması ve alınacak önlemler ve yapılması gerekenler konusunda halkımızın bilgilendirilmesi büyük önem arz etmektedir. Yapılacak binaların daha düzgün yapılması gerekiyor. Bilim adamlarının da söylediği gibi deprem öldürmez, bina öldürür.

/////

BENİM OLSUN KÜÇÜK OLSUN
Yıllar önce Balıkesir’de önemli bir yere sahip bir iş adamının yaptığı söyleşiye gittim. Ticareti anlatırken kendisini izleyenlere bir şirket kurmak istiyorum ve sizlerinde bu şirkette yer almasını istiyorum. Şirket için her bireyden, o günün parası ile bir milyon lira istiyorum dedi. Salih Tozan Kültür ve Sanat Merkezinde bulunan dinleyicilerden sadece dört kişi ellerini kaldırarak ben katılırım dedi. Diğerleri ise sessiz kaldı. Bunun üzerine konuşmacı orada bulunanlar arasında bu parayı verebilecek kişilere bu teşebbüsün içinde niçin yer almadıklarını sordu.
Verilen cevapların özeti şuydu: “Benim olsun küçük olsun”. Balıkesir bir araya gelemediği için istenilen şekilde kalkınamıyor. Dünyayı yöneten en büyük 10 fonun sahibi FORTUNE 2000in ilk 10unda yer alan iş adamlarının hepsinin iki yeteneği varmış.
1. Düşmanları ile bile ortaklık kurabilme yeteneği  2. Ortaklarına para kazandırma arzusu
 Böyle olunca da dünyayı yönetiyorlar işte! Bizler ve biz Balıkesirliler babamızdan kalan 10 dönüm tarlayı bile kardeşlerimizle anlaşamadığımız için bölüşüyoruz. Ortak olarak o tarlayı ekip biçmek ve para kazanmak yerine kavgaya tutuşuyoruz. Bu tarla, 100 metre bile olsa hiçbir şey fark etmiyor. Az olsun, benim olsun, biz seninle anlaşamıyoruz abi…  Bölelim arsayı, tarlayı vb. Böyle olunca da bizi kuzu kuzu yönetiyorlar işte!  
Artık, bizlerin ekip ruhunu oluşturmamız ve birbirimize sıkı sıkı kenetlenmemiz gerekiyor. Kuzuluk devam etmemeli. İçimizdeki ekip ruhunu ortaya çıkarıp, bir ekibe katılmalı ve takım çalışmasında yer almalıyız. İlk takım her zaman aileniz olmalıdır. Akıl almaz bir şekilde şeytani oyunlarla aile bireylerine zarar vermekten kaçınmalıyız. Yetişen aile bireylerine vereceğimiz tek nasihat, ayrılmayın – bölünmeyin olmalıdır.
Takım çalışması yapacağınız kişilerin de güvenilir olmasına dikkat ediniz. Sonra paranızı kaybedersiniz. Bunun için en iyi yatırım takım halinde çalışmasını bilen aile bireyleri yetiştirmektir. Babadan kalma ahşap evi paylaşamayıp motorlu testere ile ortadan bölen Karadenizli kardeşler gibi olmayalım yani...