Balıklar, içeriği bakımından iyi kalite protein kaynağıdır. A,K ve B vitaminleri ile iyot , fosfor ve çinko gibi mineraller bakımından zengin besindir. Balık ve deniz ürünlerinin omega-3, EPA ve DHA içerikleri yüksektir. Omega-3 yağ asitleri;kalp ve damar hastalıkları, romatoid arttırır, kanser, astım, Alzheimer vb. birçok hastalığın önlenmesinde ve tedavisinde rol oynar. Balık iyot ve selenyumdan zengin mineral kaynağıdır. Türkiye’ye Özgü Besin ve Beslenme Rehberi’nde balığın yüksek omega–3 yağ asidi içeriği nedeniyle haftada en az 2-3 kez (1 porsiyon 150 gram) ızgara, fırın ve buğulama şeklinde pişirilerek tüketilmesi önerilmektedir. Peki balığı hangi pişirme yöntemi ile hazırlıyorsunuz? Balıkta bağlantı dokuları azdır. Bu nedenle pişirirken kolayca dağılır. Hafif ateşte ve kısa sürede pişirilmelidir. Balıklar renklerine göre siyah etli ve beyaz etli olmak üzere ikiye ayrılır. Beyaz etliler (Levrek,barbunya,lüfer,dil,çipura) daha az yağlı ve daha çok jelatin içerirler. Bu tür balıkların sindirimi kolaydır. Izgara,tava ve haşlama pişirme yöntemi için uygundurlar. Siyah etli balıklar (Palamut, uskumru, kılıç torik) ; beyaz etli balıklara göre daha yağlıdırlar ve daha az jelatin içerirler ve hazımları daha zordur. Bu nedenle siyah etli balıklar haşlama yöntemi için uygun değildir. Balık eti tuzlu solusyonlarda bırakılıp pişirilmeden salamura şeklinde de tüketilebilir. Bu uygulama için Lakerdayı örnek verebiliriz. Tütsüleme yöntemi ile de balık hazırlayabiliriz. Bu uygulama için örneğimiz somon füme olur. Balığın türlerine göre farklı pişirme yöntemleri tercih edilir. Kızartmadan uzak durarak balığımızın besin değerini koruyalım. Izgara, buğulama, fırın yöntemlerini tercih ederek hazırlayalım. Balığın yanına bol yeşillikli ve limon soslu bir salata hazırlayarak tabağımızı lezzetli ve besleyici hale getirerek tamamlayalım. Kasım ayı balıkları : Palamut, Hamsi, Lüfer, Kırlangıç, Kefal, Çipura