Ayn-ı Ali Türbesi-Aynalı Dede (Evliya Menkıbesi) – Manisa
Manisa il merkezinde Kumludere’nin yakınında, mezarlık içerisinde bulunan Ayni Ali Türbesi’nin kime ait olduğu kesinlik kazanmamıştır. Türbenin kitabesi bulunmamış, onunla ilgili kaynaklarda da yeterli bir bilgiye rastlanmamıştır.Türbe yapı üslubundan Osmanlı döneminde XVI-XVII. Yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.
Düzgün kesme taştan yapılmış olan türbenin önünde çatılı, yuvarlak kemerli küçük bir giriş vardır. Sandukanın bulunduğu bölüm sekizgen planlı olup üzeri kubbe ile örtülüdür. Giriş dışında üç kenarda dikdörtgen söveli, yuvarlak kemerler içerisine alınmış pencereler bulunmaktadır. Bunların üzerine de birer küçük alçı pencere yerleştirilmiştir. Ayni Ali Dede’nin Fatih ve II. Bayezid dönemlerinde yaşamış bir Bektaşi şeyhi olduğu, zaviyesine birçok arazi ve emlakin vakfedilmiş olduğu nakledilir. Türbenin yapı üslubundan Osmanlı döneminde XVI-XVII. yüzyılda inşa edildiği ileri sürülür. Düzgün kesme taştan yapılmış olan türbenin önünde çatılı, yuvarlak kemerli küçük bir giriş vardır. Sandukanın bulunduğu bölüm sekizgen planlı olup üzeri kubbe ile örtülüdür. Giriş dışında üç kenarda dikdörtgen söveli, yuvarlak kemerler içerisine alınmış pencereler bulunmaktadır. Bunların üzerine de birer küçük alçı pencere yerleştirilmiştir. Bektaşilerin, 1826’dan beri Manisa’da tekkeleri yoktur. Ama burada eskiden önemli olduklarını ve Ayn-ı Ali ile Niyazi Baba’nın türbelerinin kendi tarikatlarına ait bulunduğunu ileri sürmektedirler. Evliya Çelebi'nin döneminde burasının medrese olduğu görülüyor. “Aynı Ali Medresesi evvelce Bektaşi Tekkesi idi. Şimdi hariç medresedir ama inşallah yine tekkesi olur.” diye geçer Seyahatname’de. Kaynak; Evliyalar Şehri Manisa , Abdulhalim Durma , 2013 .
EFSANESİ-HİKAYESİ
Ayn-ı Ali evden camiye, camiden eve gidip gelen dışarı ile teması olmayan ve kendi halinde yaşayan bir zatmış. Ayn-ı Ali’nin bulunduğu mahallede bir kadının oğlu askere gitmiş, esir düşmüş. Düşman onu bir kaleye hapsetmiş. Oğlunu esaretten kurtarabilecek yegâne zâtın Ayn-ı Ali olduğuna inanan kadın, ona müracaat etmiş. Ayn-ı Ali Dede ona demiş ki: “Eğer bana kızarmış bir tavuk getirirsen oğlunu esaretten kurtarır, buraya getiririm.” Bunun üzerine kadın kızarmış bir tavuk getirmiş. Fakat Ayn-ı Ali bu tavuğu kendisi yemeyip bir köpeğe atıvermiş. Köpek tavuğu kaptığı gibi kaçmış, o kadının oğlunun esir olduğu yere gitmiş. Kapıdaki düşman nöbetçilerine saldırmış. Nöbetçiler köpekle mücadele ederken kadının oğlu kaleden kaçmış ve annesine kavuşmuş. Bu olay etrafta duyulunca Ayn-ı Ali Dede’nin keramet sahibi olduğuna herkes inanmış. Ölünce onun namına bir türbe ve bir de cami yapmışlar. Türbesinin güney doğusunda bulunan zincir bu esirin ayaklarında bağlı bulunan zincirmiş.
Kaynak: Akgül, H. (1987). Manisa Folkloru. Manisa: Manisa Turizm Derneği Yayınları.
AYN-I ALİ TÜRBESİNİN İÇİNDEKİ SANDUKA
Sandukanın içi boştur.Boyanmış lahit parçaları üzerine konmuş, kapağını açınca İçinden toprak görülmektedir.Sandukanın içi hava almadığından, zeminden rutubet kokusu gelmektedir.
Yorum yapın