Ülkemizi  yasa boğan  deprem  9 Şubat’tan bu güne  hala koordinasyon sağlanmadığı için  vatandaşların acısı her geçen gün katlanarak büyüyor.  10 ili etkileyen 7.7  büyüklüğündeki  depremde  her şey arapsaçı gibi bir birine girmiş.  Acılarımız  o kadar büyükken  özellikle  konuşma üslupları bozulmuş kimsenin kimseye  saygısı kalmamış,  son derece üzücü olaylar yaşanır olmuş kısacası  depremin ardından  yaşanan tahammülsüzlükler  binlerce vatandaşı mağdur etmiş  ama bu hiç kimsenin umurunda bile değil. Depremin yaraları henüz sarılmaya çalışılırken siyasi kavgalarla  insanların yaşam kalitesini alıp götürüyor. Şimdi peşin peşin  söyleyeyim duyduğumu  araştırmadan yazmam mümkün değil bu nedenle  yazacaklarımdan dolayı benim yanlı düşündüğümü kimse  söylemesin. Biz büyük bir ülkeyiz değil mi? Büyük ülkelerin yöneticileri  büyük düşünür ya da  düşünmeli,  hoşgörülü olmalı değil mi? Peki muhalefet  Kızılay nerede çadırları göremiyorum, yemek veremiyor  deyince  ülke liderinin tükettiği sözler  aynen şöyle  be ahlaksız, be namussuz, be  adi. Bunları kim kime söylüyor hepimiz biliyoruz peki bunlar büyük bir ülkenin  yöneticisi  tarafından söylenmesi normal midir  siz karar verin.  Kızılay ortada yok diyen muhalefete  hakaretler yağdırılıyor  ama Kızılay  Ahbap derneğine  çadır satıyor haberlerine kimsenin sesi çıkmıyor.  Ahbap derneği başkanı Sanatçı Haluk Levent  Kızılay iştiraki olan Kızılay  Çadır ve Tekstil A.Ş ile anlaşma imzalayarak 46 milyon karşılığında  54 bin çadır aldığını söyledi. Levent Kızılay sadece bize değil başka kuruluşlara da çadır satıyor dedi. Peki Kızılay’ın elinde madem çadır vardı niye deprem zedelere dağıtmadı da parayla sattı.  Bizim ilkokul yıllarında düzenlenen Kızılay Haftası’nda okul yönetimi tarafından sarı yardım zarfları dağıtılırdı  ve  zarfın içine herkes gücü nispetinde para koyardı.  Şimdilerde bu yapılıyor mu bilmiyorum ama  depremin yirminci gününde  hala çadırsız vatandaşlar varsa durup düşünmek gerekir. İktidar yardım kampanyası yaptı,  ahbap derneği var,  futbol  kulüpleri özel maçlar yapıp yardım topladı,  yurt içi ve yurt dışından  milyonlar  geldi buna rağmen  kış kıyamette insanlar çadırsız yazık çok yazık.  Tüm bunlara rağmen iktidar atını bulup işini sağlama  bağlamak  niyetinde.  Böyle olmasaydı  apar topar daha depremin enkazı kalkmadan  toki yi devreye sokup  inşaat yapma ya da  deprem konutları yapma kararı almazdı.  İktidarın acelesini bir türlü anlamak mümkün değil,  Allah aşkına  deprem daha devam ediyor  artçılar daha sürecek mi kimse bilmiyor ama  her günde  deprem oluyor  yeni yapmayı düşündüğünüz konutların  yerlerinde  zemin etüdü ne zaman yapıldı da  ihale yapıyorsunuz?  Şimdi  yapılması gerekenleri görmezden gelip  binlerce  vatandaşın hayatını karartmayın. Enkaz kaldırma çalışmalarına yaşanacak büyük tehlike var asbest , enkazlardan kalkan tozları soluyacak kişilerin akciğer kanseri olacağı  kesin özellikle yaşlı ve kronik hastalığı olan kişilerin ölüm nedeni olacağını herkes biliyorken  Sayın Sağlık Bakanı Koca neden çıkıp enkaz kaldırmalarının nasıl yapılması gerektiğini anlatmıyor . Çalışan vatandaşların mutlaka maske kullanmaları gerektiğini söylemiyor  anlamak mümkün değil. Demek ki Sağlık Bakanı da  atı arıyor at niye aranıyor diye merak edenler için açıklama yapayım. Atı alan Üsküdar’ı geçmek isteyecektir  ne de olsa alışkanlık var. Kalın Sağlıcakla .