ARABALARINI YERE YAKINLAŞTIRAN GENÇLER

Şimdilerde gençler arabalarını yere yakınlaştırmak için birbirleri ile yarışıyor. Neden böyle bir şey yapıyorlar? Bunun mantığı nedir? Anlamak mümkün değil. Arabanın ön tampon altındaki kısım ile yol arasına parmak giremeyecek kadar yakınlaştırmanın eziyetten başka neyi olabilir ki! Belki bizlerin göremediği başka olay vardır. Çamurluklar lastiğin üzerinde, tekerlekler döndükçe çamurluğa sürtüyor. Yolların durumu malum. Bir kasise gelince içindeki gençler iniyor hep beraber arabayı oradan geçirmeye uğraşıyorlar. Arabanın alt kısmı yere sürtüyor. İçinde insan olmasa bile bu araçların yere sürtmeden gitmesi mümkün değil. Görsel olarak da iyi değil zaten. Hız yaparsan da tehlikeli dengeyi bulamazsın. Bir araç fabrikadan nasıl çıktı ise öyle kullanılmalı. Aksesuar bile bana göre gereksiz. Böyle yere değecek diye, arabanın güvenliğini tehlikeye atmak ise en kötüsü. Bu araçlar fenni muayeneden nasıl geçiyor diye sordu bir arkadaş. Araçların bagaj bölümünde piston var. İstedikleri zaman aracı havaya kaldırıyorlar. Ancak, bu durum maliyet gerektirdiği için hepsi yaptıramıyor. Bazıları fenni muayeneye giderken araçları eski haline getirmek için orijinal amortisörlerini taktırıyor.

Ne zor işler bunlar. Ne kadar araç sevdalı olsan da eziyet bu işler. Binek olarak kullanılan bu araçların bu hale getirmelerinin benim bilmediğim bir cevabı olmalı. Gençlik işte, kendi aralarında eğleniyorlar yapacak bir şey yok. 

/////
BENİ KİMSE ANLAMIYOR!

 Aslında sizi kimse anlamıyorsa sorun sizdedir ve ailelerin bu duruma önemli bir katkısı vardır. Çocukluğu her istediğinin yapılması ile geçen birey yaşı ilerledikçe ne istediği bilemez ve sonra da kimsenin kendini anlamadığı düşünür. Aslında hayat boyunca bizi birilerinin anlaması ya da anlamaması hep var olacaktır. BU hayata geldin o zaman gönlünce yaşa ve birilerinin seni anlamasını bekleme. Hayat beni anlasınlar diye beklemek çok kısa.

- Burada seni kimse anlamıyor da.. Kaçığın biri diyorlar senin için.

-Beni kimsenin anlamasına çalışmıyorum ki. Beni rahat bıraksınlar, yeter. “Dört Köşeli Üçgen, Salâh Birsel”

-Kimse anlamıyor. Hiç kimse... Bu da beni deli ediyor. “İçimdeki Müzik, Sharon M. Draper”

Bu cümleler bazı kitaplardan alıntı ve anlamak ya da anlamamak üzerine birçok cümleler kurulmuş kitaplarda. Önemli olan anlaşılmak değil, sen birileri ile anlaşabiliyor musun? Önemli olan bu işte ve lütfen, hiç kimse beni anlamıyor gibi boş söylemlerin arkasına saklanıp kendinize zarar verecek hatalar yapıp, bunlar için de başkalarını suçlamayın. Siz değerlisiniz! Biz bunu biliyoruz ama önemli olan bunu sizin de bilmeniz ve inanmanız aksi takdirde bizim bunu bilmemizin hiçbir anlamı olmaz, inanın!