ALTIEYLÜL VE KARESİ İLÇELERİNDEKİ MESCİT VE CAMİLER
BALIKESİR ALTIEYLÜL VE KARESİ İLÇELERİNDEKİ MESCİT VE CAMİLER
İçindekiler
Konu Sayfa No: ------- ------------ Giriş Önsöz Günümüzde Olmayan Tarihi Camiler ve Mescitler (Alfabetik Sırayla) Günümüzde Ulaşamayan Mescitler Namazgâh Günümüzde Ulaşamayan Camiler Altıeylül Müftülüğü Camilerin Ad ve Adresleri (Alfabetik Listesi) Karesi Müftülüğü Camilerin Ad ve Adresleri (Alfabetik Listesi)
Giriş
Balıkesir tarihi eserlerine en az sahip çıkılan illerin başında gelmektedir. Bu yüzden çok geçmeden Balıkesirliler en azından yıkılmakta ve kaybolmakta olan tarihi eserlere
Bir an önce sahip çıkmalıdırlar.
Son yıllarda özellikle vakıflar bölge müdürlüğü tarafından başta Paşa Cami olmak üzere Yıldırım (Eski), Şeyh Lütfullah, Kayabey, İbrahim Ağa, İbrahim Bey, Hamidiye camileri restore edilmiştir. Bu arada Devrim Erbil Müzesi, Salih Tozan Gösteri Merkezi, Tekel (İnhisarlar) restore edilerek Altıeylül Kaymakamlık binası olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ancak şehrin merkezindeki Camlı Bedesten ile Dinkçiler Mahallesinde yer alan Tarihi Tekel binası ile Hacıilbey, Dumlupınar, Karaoğlan, Aygören, Mirzabey Mahallelerinde yer alan tarihi binalar maalesef yıkılmak üzereler.
2021 ve 2022 de şehrimizdeki tarihi çeşmeler ve bazı tarihi evler Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilmeye başlanmıştır.
Bendeniz de bu konuda “Çorbada Tuzum olsun” kabilinden bu eserleri yaptıranlarla, buralarda görev yapanlar ve bu eserlerin tarihleri ve yerleri ile ilgili bir çalışma yapmayı planladım. Özellikle cami, medrese, okul, tekke, zaviye ve hastaneleri ele almaya çalıştım. Şehrimizin en köklü eğitim kurumlarından olan Balıkesir Lisesi Müdürü ve İl Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapan ünlü tarihçi Ord. Prof. Dr. İsmail Hakkı Uzunçarşılı ki kendisi Cumhuriyet döneminin 1950ye kadar Balıkesir milletvekili olarak görev yaptığı halde şehrimizde adına yakışır bir eserin olmaması çok düşündürücüdür.
Bu tarihi eserlerimizin bir köşesinde tarihleri ile ilgili kısa bilgiler olan levhalar asılı olsa da bunlar yeterli olmamakla birlikte bir kısmı da binanın bir kenarında kendi haline bırakılmıştır. Elimden geldiği kadar ve ulaşabildiğim kaynaklardan elde ettiğim bilgileri bir araya toplamaya çalıştım.
Şehrimizle ilgili kitaplarda yer alan Redif Kışlası zamanla Askeri Hastane olarak kullanılmaya başlamış ve zamanla genişletilmiş ve geliştirilmiştir. Yine şehrimizin ilk hastanelerinden olan Gureba (Garipler) Hastanesi zamanla değişik okullar halinde kullanılmış. İbadet ve zamanın şartlarına göre değişik amaçlarla kullanılan camilerimiz ve mescitlerimizden bir kısmı bugün ayakta değildir. Yerlerine değişik amaçlı binalar yapılmış.
1897 Balıkesir Büyük depreminde şehrimizdeki binaların yarıya yakını yıkılmış geriye kalanı tamire muhtaç hale gelmiş. Zamanın Mutasarrıfı Ömer Ali Bey önderliğinde ve maddi katkıları ile başta Paşa Cami olmak üzere birçok cami ve tarihi eser tamir edilmiş veya yeniden yapılmıştır. Bu eserlerin kapı ve pencere yapıları birbirine çok benzemektedir. Bu da bize bunları yapan ustaların aynı kişiler olduğu yönünde bilgi vermektedir. Camilerde ise;
Emin Ağa, Karaoğlan ve Hacı Kaya Camilerinin köşe duvarlarından birisi ilginç bir şekilde düz değil kesik olarak yapılmıştır.
Şehrimizde padişah adına yapılan Aziziye (Sultan Abdülaziz) ki padişahın tuğrası vardır. Hamidiye (2. Abdülhamit) Mecidiye (Sultan Abdülmecit) ve Yıldırım (Eski), (Yıldırım Beyazıt) Camileri vardır.
Bazı camiler yaptıran kişilerin adlarını, bazı camiler Türk-İslam büyüklerinin adlarını, bazı camiler de bulundukları bölgenin, mahallenin vb. adını almışlardır.
Yine bazı camiler ve özellikle mescitler de ilgili meslek sahipleri tarafından işyerlerinin bulunduğu yerlerde yapılmış ve o meslek grubunun adını almışlardır. Bazı camilerin duvarında bahçe duvarlarında çeşmeler vardır. Bunlar Aziziye Cami, Fazlı Kuyu Cami, Hacı Ali Cami, Hamidiye Cami, Kasaplar Cami, Paşa Cami, Yeşilli Camiidir. Bazı camilerin geniş avluları, bahçeleri yoktur. Köprübaşı Mehmet Ağa Cami, Bağlar Mescidi, Mecidiye Cami Alaca Mescit, yapılan toplantılarla Kuvayı Milliye’nin Mescid-i Aksası haline gelmiş. Ankara’daki TBMM de kıblesi olmuştur. Paşa Cami, İstiklal Savaşımız sırasında çatısındaki kurşunlar sökülerek mermi yapılmıştır. Paşa Cami, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün minberinde tek hutbe okuduğu camidir. Bu hutbenin metni caminin duvarında asılıdır. Paşa Cami, İstiklal Marşımızı yazan Milli Şairimiz Mehmet Akif tarafından vaaz verilmiştir. Bunun metni muvakkithanenin yanında caminin duvarında yer almaktadır.
Paşa Cami’nin avlusunda güneş saati vardır. Paşa Cami ve Yeşilli Camilerinde minarelerin yanında muvakkithane bulunmaktadır. Bazı camilerde başta Yıldırım (Eski) Cami, İbrahim Bey, İbrahim Ağa, Kasaplar vb. musalla taşları yoktur. Yıldırım Cami’nin içinde yer alan sütunlar yakınlarda bulunan bir kiliseden alındığı için sütun başlıklarında çeşitli motiflerin yanında haç işaretleri de vardır. Başta Paşa Cami olmak üzere bazı camilerde son cemaat yeri yok. Bunun için sonradan yapılan bölmelerle bu ihtiyaç giderilmiş ve buralarda ve özellikle üst katlarda kadınlar namaz kılmaktadırlar. Yeşilli Camiinin son cemaat yerinde, Karaoğlan Cami’inin mihrabının iki yanında iki küçük mihrap ve Şamlı Cami’inin içinde iki tane mihrap yer almaktadır. Bazı camilerde minareler camiye bitişik şekilde yapılmış. Müezzinler minarelere son cemaat yerinden, caminin içinden veya dışarıdan çıkmaktaydılar. Günümüzde ise özellikle ezanlar ve Cuma akşamları ve Cuma ve bayram günleri salalar merkezi sistemle okunmaktadır. Şehrimizde tek üç şerefeli cami, Çınarlı Camidir, çoğu camide tek minare varken bazı camilerde de çift minare bulunmaktadır. Halkımızdan bazı insanlar tarihi camilere mal ve mülklerini vakfetmişlerdir. Özellikle Zağnos Paşa, İbrahim Bey ve Yeşilli Camilerinin yanındaki dükkânlar kiraya verilmektedir. Günümüzde camilerin ihtiyaçları, Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Müftülükler, Diyanet Vakfı ve dernekler aracılığıyla halktan toplanan yardımlarla karşılanmaktadır.
Balıkesir’de padişahlar adına Yıldırım 1. Beyazıt-Yıldırım, Abdülmecit-Mecidiye, Abdülaziz-Aziziye, 2. Abdülhamit-Hamidiye camileri vardır. Balıkesir Türklerin eline geçmesinden itibaren halkın ihtiyaçlarına cevap vermek üzere çok sayıda dini ve sosyal amaçlı tesislerle süslenmiştir. 1898 de şehrin geçirdiği büyük depremde bu eserlerin hemen tamamı yıkılmış yahut hasar görmüştür. Bunlar,
Camiler, Mescitler
Umur Bey, Karaoğlan, Yıldırım Beyazıt, Tahtalı (Eski Dinkçiler), Zağnos Mehmet Paşa, Kasaplar, Martlı, Yeşilli, Emin Ağa, Yoğurtçu, Kırımlılar, Alaca Mescit, Şeyh Lütfullah, Hoca Sinan, İbrahim Bey, Okçu Kara, Hamidiye, Hacı Cafer, Kayabey, Mecidiye, Hacı İshak, Vicdaniye, Dinkçiler, Hacı Ömer (Martlı) ve Kavuklu camileri bulunmaktadır.
Eğitim ve kültür hayatına Ali Şuuri, Orta (Hoca Sinan), Hacı Ali, Mevlevihane, Alankuyu (Hacı Kaya Cami Avlusunda), Hacı Yahya, Hacı Kaya, Keşkek, Eski Cami Yıldırım Beyazıt), İçili, Bostan Çavuş, Saki-zade Hoca Kuyu, İnceoğlu, İğneci ve Darü-ül hadis gibi medreseler bulunmaktadır.
Balıkesir Türklerin eline geçmesinden itibaren halkın ihtiyaçlarına cevap vermek üzere çok sayıda dini ve sosyal amaçlı tesislerle süslenmiştir. 1898 de şehrin geçirdiği büyük depremde bu eserlerin hemen tamamı yıkılmış yahut hasar görmüştür. Bunlar,[1]
Tarihi Camiler, Mescitler Şu Anda Mevcut Olmayanlar (Alfabetik Sıra İle)
Mescitler
Mescit, Arapça “Eğilmek, tevazu ile alnı yere koymak” anlamında sücud kökünden “secde edilen yer” anlamına gelmektedir. Bunlar camilerden küçük yapılardı. Mescitlerin Cuma namazı kılınan camiye çevrilmesi ise berat ve izinle olmaktaydı. 17. Yüzyılın ilk yarısında Balıkesir şehrinde 24 mescit bulunmaktaydı. [2]
Ahi Mehmet Mescidi
Sahın Hisar Mahallesinde bulunan Ahi Mehmet Mescidinin banisi Ahi Mehmet’tir. Mescidin yapıldığı tarih bilinmemekle beraber H 937/M 1530 yılına ait tahrir kayıtlarında bu yapının vakıflarından söz ediliyor. Bu yüzden yapı 16. yüzyıldan önce yapılmıştır. Sezai Sevim, Mescit H 1152de yıkıldığı için Yahşi Bey’in oğlu İbrahim Bey tarafından tamir edilerek yeniden yaptırılmış, bundan dolayı İbrahim Bey Cami denildiğinden söz eder.
17. yüzyıl belgelerinde hem Ahi Mehmet hem de İbrahim Bey camiinde söz edilir. Ayrıca bu yüzyılda her iki yapıya ait vakıflar de vardır. Bu mescide banisi Ahi Mehmet tarafından bir vakıf kurulmuştur.
Mescit ilk yapıldığında bir minaresi yoktu. Rebiyüiahir 1002/Aralık 1593te Ahi Mehmet Mescidinin minaresi olmadığından mahalle halkının çok üzülmesinden dolayı Ahi Mehmet vakfı mütevellisi Mevlana Alaattin Halife 4.897 akça masraf ile bir minare yaptırmıştır.
16. yüzyılda bu vakfın akarları arasında Balıkesir şehrinde 7 adet dükkân ile 1 tahunhanenin ½ hissesi ve şehir civarında parçalar halinde bulunan bağlıklar vardı. Ahi Mehmet vakfı 17. yüzyılda da faaldi.
Eski hamamın bitişiğinde bulunan yağhane, vakfın mütevellisi Muslihittin Halife tarafından Rebiülevvel 1012/Ağustos 1603 te tamamına kadar 500 akçeye kiraya verilmiştir. Bunun dışında mahalle sakinlerinden bazı kişiler mescidin mumunun sağlanması için para vakfetmiştir. Şevval 1032/Temmuz 1623te Cennet adlı bir kadın vakfa 250 akça para vakfetmiş, bu para mescidin hem kayyumu hem de müezzini olan kişiye teslim edilmiştir. 17. yüzyılda bu mescitte Ahi Mehmet’in ruhu için dua okuyan bir cüzhan da görev yapmaktaydı. [3]
Ahi Mehmet-Ahi Mustafa Mescidi
18. yüzyıl mahkeme zabıtlarına göre Sahn-ı Hisar Mahallesi içinde bulunan bu mescidi Ahi Mehmet yaptırmıştır. Bugün aynı mahallede yer alan ve yapılış tarihi ve banisi bilinmeyen Alaca Mescid ’in Ahi Mehmet Mescidi olduğunu tahmin etmekteyiz. Bu mescidin İbrahim Bey Camii olduğu da ileri sürülse de 18. Yüzyıl sicillerinde hem İbrahim bey Camiinden hem de Ahi Mehmet Mescidinden aynı anda söz edilmesi göz önüne alınınca bu görüşün doğru olmadığı anlaşılmaktadır. H 1103/M 1691,1692 tarihli bir belgede Ahi Mehmet vakıflarından söz edilmektedir. Şu halde bu mescidin 17. Asırdan çok önce yapılmış olduğuna, hatta yapılış tarihinin Osmanlıların bölgedeki ilk egemenlik yıllarına kadar uzandığına hükmetmek de daha doğru olur.
H 1110/M1698,1699 tarihli bir beratta Ahi Mehmet’in yaptırdığı mescidin mütevellisinin başka diyara gitmesi üzerine harabeye döndüğünü anlatarak günde 1 akça maaş ile yeni bir mütevellinin tayin edildiği yazılıdır. Bu mütevellinin de kısa bir hizmetten sonra görevi bırakması sebebiyle H 1111/1699,1700de Mehmet adlı birinin mütevelli olduğunu görüyoruz. Mescidin asıl banisi Ahi Mehmet olduğu halde, Ahi Mustafa’nın adı ile anılmaktadır. Nitekim H 1136/M 1723,1724 tarihli beratta Ahi Mehmet ve Ahi Mustafa evkafından olan mescide mütevelli tayin edildiğini görmekteyiz. H 1110/M 1698,1699 tarihli başka bir beratta Ahi Mustafa’nın bir tekye yaptırarak fakirlere yemek verilmesini şart koştuğu bildirilmektedir. Yine H 1143/M 1730,1731 tarihli bir ilamda Sahn-ı Hisar Mahallesinde bulunan Ahi Mehmet ve Ahi Mustafa vakıflarının mescit ve zaviyeden meydana geldiği ve tekyesinde yemek şartı koşulduğu kayıtlıdır. Bu belgelerden de anlaşılacağına göre mescit Ahi Mehmet, tekye de Ahi Mustafa tarafından yaptırılmış ve her iki eser aynı vakfa bağlanmıştır. Nitekim H 1139/M 1726,1727 tarihli bir belgede vakfın tahsildar yönünün tevcihi ve H 1142/M 1729,1730 tarihli bir beratta ise Ahi Mehmet ve Ahi Mustafa binalarının günde 1 akça maaş alan tahsildarının görevini bırakması sebebiyle yenisinin tayin edilmesi yer almaktadır.[4]
Ahi Mehmet/Ahi Mustafa Mescid
Sahn-ı Hisar Mahallesi içinde olup Ahi Mehmet tarafından yaptırılmıştır.[5]
Akça Mescidi
17. yüzyıl belgelerinde Akça Mescitle ilgili kayıtlarda “Balıkesir’de vaki Akça Mescid-i Şerif” diye geçtiği için yer hakkında bilgi elde edilememiştir. Mescidin banisi muhtemelen mescidin içine defnedilen Osman Efendi adlı kişidir. Mescidin içinde bir de mektep vardı. Mektepte okuyan öğrencilerin yetimlerine verilmek üzere 3.000 akça para vakfedilmiştir. Akça mescidinin de vakfı vardı. Hacı Mehmet bu vakfın tevliyet görevini yürütmekteydi. Aynı tarihte Muslihittin Halife de mescidin imamı olarak görev yapmaktaydı.[6]
Ali Fakıh Mescidi (İlyas Paşa Mescidi)
Ali Fakıh Mahallesindedir. Mahallede Ali Fakıh Mescidi, İlyas Paşa tarafından yapılan cami, İlyas Paşa tarafında vakıf bırakılmadığı için günümüze kadar gelememiştir.
Dip not 56 Aydın Haluk, “Cevrinin Bugün Mevcut Olmayan İlyas Paşa Cami ve Tekkesini Konu Edinen Kasidesi” Balıkesir 2003 Sempozyumu Tebliğler Kitabı s 532-534 Balıkesir 2005 Bu cami saat kulesi yakınında olup 20 yy ilk çeyreğinde yıkılmıştır.[7]
Ali Fakıh Mescidi
Bugün Dumlupınar Mahallesi içinde kalan Ali Fakıh Mahallesinde 18. Asırda aynı adla bir mescit bulunuyordu. Nitekim H 1113/M 1701,1702 tarihli bir berattan Ali Fakih mescidine günde 1 akça maaş ile bir kayyım tayin edildiği anlaşılıyor. Ancak mescidin yeri tespit edilememiştir. [8]
Ali Fakıh Mescidi
Bugün Dumlupınar Mahallesi içinde kalan Ali Fakih Mahallesinde olup, banisi tespit edilememiştir. Mescitte görev yapan imamın hizmetine karşılık bir bab helvacı dükkânı vakfedilmiştir. Cemaziyelahir 1021/Haziran 1615 de mescidin imamı olan Ömer Halife kendine meşruta olan (kullanmasına, ikametine, oturmasına ayrılan) bu dükkânı günde 4 akçeye Helvacı İbrahim’e kiraya vermiştir. 30 Şaban 1031/Temmuz 1622 de ise dükkân günde 5 akçaya Piyale adlı kişi tarafından kiralanmıştır.[9]
Barutçu Mescidi
Altıeylül Mahallesi Anafartalar Caddesi üzerindeydi. Yol genişletme çalışmaları sırasında kaldırıldı. Başka bir yere taşınmadı. Edremit çıkışında, Akçay yönünde yolun solunda bulunan ahşap cami sökülerek yeni yerine taşındı.
Tamamen ahşaptan yapılmış bir mescit idi.
Barutçu-zade Camii
Altıeylül ilçesi Altıeylül Mahallesi Anafartalar Caddesi üzerindeydi. Ahşap yapılı küçük bir mescit idi. Minaresi de cami duvarına bitişik ahşap bir çıkıntıdan ibaretti. Büyük depremde o da yıkılmıştı. Ömer Ali Bey, bu mescidin tamirine de katkıda bulunmuştu. 1970 li yıllarda o caddenin genişletilmesiyle o mescit yolun ortasında kaldığından, yıkılıp ortadan kaldırıldı. Yenisi yaptırılmadı. [10]
Mescit Börekçiyan der Balıkesir[11]
Börekçiler (Börekçiyan) Mescidi
18. asrın ilk yarısında aynı adla anılan mahallenin mescidi olduğu anlaşılan bu ibadethanenin kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı belli değildir. Günümüzde Hacıilbey Mahallesi sınırlarında yer alan bu mahalleye ait mescidin yerini tespit etmek de mümkün olmamıştır. Ancak aynı bölge içerisinde olan ve halen ibadete açık olan İncirlioğlu Mescidinin bu mescit olması kuvvetle muhtemeldir.
18.asra ait sicillerde geçen H 1132/M 1719/1720 tarihli beratta bu mescitten söz edilmekte, haksızlığa uğrayan ve görevden alınan İmam Halil Efendi’nin yeniden imam olarak tayin edildiği anlatılmaktadır.[12]
Börekçiler Mescidi
Bu mescit aynı adı taşıyan mahallede yer almaktaydı. Bugün Hacıilbey Mahallesi içinde yer alan bu mahalle mescidinin yeri tespit edilememiştir. 16. yüzyılda mescitle ilgili kayıt bulunamaması ve mescitle ilgili kayıtlara 17. yüzyılın ilk çeyreğinde rastlanması, bu yüzyılın başında yapılmış olması düşündürmektedir. Belgelerde mescidin yeri ve görevlileri hakkında bilgiler varken banisi hakkında bilgi yoktur.
Bu mescidin vakıfları da vardı. Şevval 1012/Mart 1604te vakfın akarları arasında, Bedesten yakınında 1 dükkân, 1 attar dükkânı, Balıklı Bahçe yakınında 1 tarla, yine aynı mevkide 1 tarla yer almaktaydı. Vakfa ait tarlaların gelirleri mescitte imam olan kişiye verilmekteydi. Bu mescitte Recep 1032/Mayıs 1623te kayyum olan Ali adlı bir kişi bulunmaktaydı. Onun zimmetinde mescit vakfına ait 300 akçalık mum parası vardı. Şevval 1062/Eylül n1632 de mescidin mütevellisi ve aynı zamanda imamı İbrahim Efendi idi.
Mescidin vakıflarına daha sonra değişik kişiler gayrimenkuller eklemişlerdir. Nitekim Börekçiler Mahallesi sakinlerinden Addülkerim adlı kişi aynı mahallede bulunan iki bab fevkani ve tahtani evini içinde bulunan ahırı ve ağaçları ile birlikte Evail Muharrem 1039/ Ağustos 1629da mescit imamının oturması için vakfetmiş ve Müderris Seyfullah Efendi’yi vakfa mütevelli tayin etmiştir. Bundan sonra da bu mescide kim imam olursa olsun onun oturmasını ve evin tamir edilmesi işini de onun yaptırmasını şart koşmuştur.
Mescitte 10 Şaban/5 Mart 1697de imam olan Ahmet Efendi’nin ölmesi üzerine oğlu Halil Halife’nin yerine geçmesi uygun bulunmuştur. Bu kişi sonradan haksız yere imamlık görevinden alınmış, fakat Şevval 1132/Ağustos 1720de tekrar görevine döndürülmüştür. [13] Günümüzde Dumlupınar Mahallesi Sunak Sokak ile Aloanlar Sokağın kesiştiği yerde bulunan İncirli Cami’inin bulunduğu yerde 18. asırdaki belgeye göre Börekçiler mescidinin aynı bölgede olma ihtimali kuvvetlidir.
Ne zaman ve kim tarafından yaptırldığı tam olarak bilinmeyen bu mescidin İmam Birgivi’nin baba Kepsut Bektaşlar Köyü’nden Pir Ali Efendi’ye ait olduğu söylenmektedir. İmam Birgivi’nin de burada ders gördüğü de söylenir. 1897 depreminden sonra ulemadan Yerköylü Mehmet Efendi tarafından tamir edilmiş, 1967 de yeni plana göre tamamen yeniden yapılmıştır.[14]
Çırpılı Cami
Yeri tespit edilemedi
Deynekçiler Cami
Deynekçiler Mahallesinde [15]
Ekinci Mescidi
Balıkesir şehrinin çarşısı içindedir. 15. Yüzyılın ikinci yarısında varlığından haberdar olduğumuz mescit günümüze kadar gelebilmiştir. 16. yüzyılda mescidin yakın çevresinde Zağnos Paşa Vakfına ait bazı dükkânlar vardır. [16]
Ekinci Mescidi Yeri tespit edilemedi.[17]
Erdilek Mescidi
Meyve ve sebze haki olarak kullanılan –daha sonra yıkılarak yerine yeraltı garajı ve üstüne park yapılan- yerde 18 asrın ilk yarısında İlyas Paşa Hanı bulunuyordu. H 1053/M 1543,1544 tarihli bir belgeye göre Balıkesir’in en büyük ve en güzel hanı olan bu yerde önceden bir mescit yoktu. Ancak H 1142/M1729,1730 tarihli bir beratta bu hanın içine ölen Erdilek’in 17. Yüzyıl sonlarıyla 18. Yüzyıl başlarında yaptırdığı mescitten söz edilerek, iki vakte imam tayin edildiği kayıtlıdır.[18]
Eskikuyumcular Mescidi
18.yüzyıl şeriye sicillerine göre Eskikuyumcular Mescidi adı ile anılan bu ibadethane çarşı içinde yer alıyordu. Nitekim H 1119/M 1707,1708 tarihli bir vakfiyede Sahn-ı Hisar Mahallesi sakinlerinden Havva bt Elhac Mehmet Çavuş adlı kadının Unkapanı yakınında bulunan iki dükkânın vakfederek, elde edilen kira gelirinin Eskikuyumcular Çarşısı içinde bulunan mescide haftada iki gün fıkıh dersleri okutması şartıyla Hüseyin Efendiye verilmesi isteği kayıtlıdır. Adı geçen mescidin yerini, yapılış tarihini ve banisi tespit edilememiştir. Ancak tarif edilen bölgede halen ibadete açık olan Yeşili Camiinin bu mescidin yerine yapılmış olduğunu tahmin ediyoruz.[19]
Eskikuyumcular Mescidi
Bu mescit aynı adı taşıyan mahallede çarşı içindeydi. H 1119/M 1707 tarihli bir vakfiyede mescidin bulunduğu yer “Eskikuyumcular Çarşı içinde bulunan Mescid-i Şerif” şeklinde belirtilmesi bu fikri doğrulamaktadır. Bu mescidin banisi hacı Ömer adlı bir kişidir. Mescidin yeri tam olarak tespit edilememekle beraber, günümüzdeki Yeşilli Caminin bulunduğu yerde olduğu söylenmektedir.
Bu mescitte görev yapan müezzinler ücretlerini Süleymanoğlu vakfından almakta idiler. Belirli bir vakfı olmadığı veya gelirleri yetmediği için böyle bir uygulama yapılmıştır. 4 Rebiyülahir 1012/12 Ağustos 1603te mescitte görev yapan müezzin Ahmet halife şehir dışına gittiği için görevini İbrahim adlı birisine devretmiş, fakat bu kişi bu görevi gereği gibi yapamadığı gerekçesiyle vakıf mütevellisi recep Çelebi tarafından bu göreve Hacı Mehmet getirilmiştir. Zilhicce 1061/Kasım 1651de mescitte müezzin olarak günde 1 akça ücret ile Mustafa adlı kişi görev yapmaktaydı.
Mescitte 26 Şevval v1031/3 Eylül 1622de Osman halife imam yapmakta olup, mahalledeki boya dükkânın günde 2 akça olan kirasının 1/2si mescitteki hizmetine karşılık almaktaydı. Bunun dışında mescit imamı 1622de yine aynı mahallede bulunan ve kendisine meşruta olan bir kâğıda 90 yıllığına her yıl 1 akça kira almak üzere 1000 akçaya satmıştır.[20]
Fatma Hatun Medresesi Mescidi
Balıkesir şeriye sicillerinde geçen H 1126/M 1714 tarihli bir beratta, Fatma hatun tarafından yaptırılan medrese içinde yer alan bir mescitten söz edilmektedir. Gerek medrese öğrencilerine, gerekse mahalle halkına hizmet verdiğini düşündüğümüz bu mescit medreseye ait vakıflara bağlıydı. Nitekim aynı tarihli bir fermanda Fatma Hatun Medresesi Vakıflarının köy ve mezra olmadığı ve sadece binalardan ibaret olduğu anlaşılmaktadır. H 1305/M1887,1888 tarihli Karesi Vilayeti Salnamesinde, “Medrese-i Fatma Hatun namı diğer Alaybeyi Medresesi” diye geçen medresenin bugünkü Altıeylül İlkokulunun bulunduğu yerde olduğu ifade edilmektedir.[21]
Fenerci Mescidi
Hacı Ali Mahallesindedir.[22]
Hacı Cafer Cami
Osmaniye Mahallesinde olup 1898 de yapılmıştır.[23]
Hacı Cafer Mescidi
İzmirliler Mahallesinde olup 1907de yapılmıştır.[24]
Hacı Gaybi Mescidi
Bugün Eskikuyumcular Mahallesi içinde kalan Hacı Gaybi Mahallesi, diğer mahalleler gibi bir mescide sahipti. Yerini, banisini ve yapılış tarihini tespit edemediğimiz bu ibadethanenin varlığını H 1111/M 1699,1700 tarihli bir hüccetten çıkarmaktayız. Bir evin satışıyla ilgili olan bu hüccetle evin sınırları çizilirken Hacı Gaybi Mescidine komşu olduğu yazılmaktadır.[25]
Günümüzde Eskikuyumcular Mahallesinde Hacı Gaybi Sokak vardır.
Hacı Gaybi Mescidi
Bu mescitle ilgili ilk belgelere 17. Asırda rastlanılmıştır. Eskikuyumcular Mahallesinde yer alan bu mescide banisinden dolayı “Alan Beyzade” Mescidi de denilmekteydi. Şevval 1030/Ağustos 1621 de Yusuf adlı bir kişi görev yapmaktaydı.[26]
Mescid-i Atik (Hacı Gaybi Mahallesi Mescidi)
Eskikuyumcular Mahallesinde Hacı Gaybi Mescidinden başka eldeki belgelere göre, “Hacı Gaybi Mahallesinde bulunan Mescid-i Atik” şeklinde yer almaktadır. Bu aynı mahallede biri eski, diğeri yeni olmak üzere iki mescidin olduğunu gösterir. Eski mescidin banisi İbrahim adlı bir kişidir. Ali Fakıh Mahallesinde oturan Hacı Mustafa adlı bir kişi mescidin mum ihtiyacını karşılamak için 500 akça vakfetmiştir.[27]
Hacı Hüseyin Mescidi
Deynekçiler Mahallesindedir.[28]
Hacı İshak Mescidi
Hacı İshak Mahallesi’nde bulunan bu mescidin ne zaman yapıldığı ve banisinin kim olduğu bilinmemektedir. Mescitle ilgili belgelere 17. yüzyılda rastlandığına bakılırsa bu mescit bu yüzyılın başında yapılmış olmalıdır. Cemaziyülahır 1024/Haziran 1615te Hacı Mehmet tarafından mescit için bir vakfiye düzenlettirmiş olması mescidin yeni yapılmış olmasının işaretidir. Mescitte imam olarak Şevval 1030/19-29 Ağustos 1621de İbrahim Çelebi adında bir kişi görev yapmaktaydı.[29]
Hacı İshak Cami
Hacı İshak Mahallesinde olup 1908de yapılmıştır.[30]
Hacı Kaba Mescidi
Mustafa Efendi Mahallesinde olup 1909da yapılmıştır.[31]
Hamza Mescidi
Yenice Mahallesinde olup 1407de yapılmıştır.[32]
Hoca Sinan Cami
Hoca Sinan D.T. ?-Ö.T. 985 (1559) Ünlü bir âlim olup Balıkesirlidir. İlmi kudreti, zahiri ve batini ilimleri nefsinde birleştirmiş olmasıdır. İltifatlarına nail olduğu talebesi, 2 Beyazıt, “Hocam Sinan Efendi olmasaydı iyi bir itikattan mahrum olurdum” der. Yaşlanınca gözlerine perde inmiş, görmez olmuştu. Bu haliyle bile hocasına iltifat eden padişah hocasına arazi temlik etmişti. Çayırhisar, Üçpınar ve Marmara köyleri.[33]
2. Beyazıt’ın hocası Maarif-zade Sinan Efendinin oğludur. Hoca-zadelikle tanınır. Babası Hoca Sinan Efendiye Sultan Beyazıt, Çayırhisar, Üçpınar ve Marmara köyleri gelirini vermiş. Sinan Efendi de bunları 891 de Balıkesir’de yaptırmış olduğu Orta Cami ve Orta Medresesi denilen adını taşıyan cami ve medreselere vakfetmiştir. [34]
Hoca, Balıkesir’de bir cami (Hoca Sinan Cami) ile bir medrese (Ortamedrese) yaptırdı. Bu cami ile medrese 1992 de park haline getirilen Peynir Pazarı’nın olduğu yerdeydi. Hoca bu cam ve medrese için bir de vakıf kurmuş, vakfın mütevelliliğine de oğlu Ayas Paşayı tayin etmişti. Vakfiyenin tarihi 891 (1486)
Yorum yapın