GÜLTEN'İN KALEMİNDEN
Evet dostlar alın çiçekleri çıkın yollara. Afgan kardeşlerimizi karşılayalım ayıp olmasın. Suriyelileri nasıl gönderelim derken Afganlı kardeşlerimiz geliyor yazın bir kenara, gerçekten yazın öyle az buz değil sürüyle gelecekler, sürüyle zira Afganistanlılarla daha sıkı fıkı olacağız çünkü önce biz Afganistan’a gideceğiz Kabil havaalanını koruyacağız dolayısıyla onlarda altta kalmamak için savaş var bahanesiyle bize gelecekler. Ancak Afgan kardeşlerimiz öyle Suriyeliler gibi ülkemizde iş yerleri şirketler açmayacaklar, onlar genellikle çobanlık yapıyorlar bir çok bölgede hayvancılık yapan ve hatırı sayılır sayıda sürü sahiplerinin tek şikayeti çoban evet çoban bulamıyoruz diyorlar yerli çobanlar 5000 lira maaş alıyor, yeme içmenin yanı sıra elbisede veriyoruz buna rağmen çoban bulamıyoruz bu nedenle Afganlı kardeşlerimiz bin ila 1500 lira aylıkla seve seve çalışıyor.
KENDİ AYAĞINA SIKMAK
Bu başlık nereden çıktı demeyin, kendi ayağına sıkmak yani kendine telafisi mümkün olmayan bir zarar vermek, bu zararı hem kendine hem de çevresine verince işte o zaman neler olur bilemiyorum. Geçen gün pazara gittim sürekli alışveriş yaptığım bir pazarcıya kurutmak için üç burun biber siparişi vermek istedim üçburun etli lezzetli güzel bir ürün, pazarcı “bu yıl biz ekmedik ancak komşulardan bulurum” dedi birden şaşırdım neden ekmiyorsunuz dedim başladı anlatmaya, öyle anlatıyor ki bırakıp gidemedim pazarcı dostumuzun anlattıkları çok garip geldi ve sizlere aktarmak istedim. Kepsut ilçesinin Mahmudiye, Osmaniye, Nusret, ve Hotaşlar köylerinde üç burun biberini hemen her köylü ekiyordu yüzlerce dönüm biber hasadı yapılıyordu. Özellikle İstanbul halinde çok ilgi gören bu cins bibere İstanbul’da sosyete dolması diyorlar, geçtiğimiz yıllarda 250 ton biber hasadı yapılırken, her köy meydanında biber kamyonu görmeniz mümkündü. Bu özel biberin bizim yöremize has olduğu için başka bölgelerde bulunmuyordu, talipliler mecburen Balıkesir’e geliyordu, toptan biber işi yapan bir tüccar Osmaniye köyünden bir üretici ile tohum pazarlığına girip onu ikna edince olanlar oldu. Köylü kardeşimiz hatırı sayılır bir ücretle, vatandaşa bir kilo üçburun biber tohumu satıyor, parayı alıyor, bir yıl sonra köylere biber almaya kimseler gelmiyor, zira köyden alınan biber tohumları tarlada biber vermeye başladı ve bizim tüm ürün elimizde kaldı şimdi bu ünlü biberi, toplam dört köyde ancak 20-25 ton oluyor, bir arkadaş kalkıyor altın yumurtlayan tavuğu kesiyor bizi de kendini de yakıyor.
Yorum yapın