AKP HİÇBİR ŞEYDE BAŞARILI OLAMADI
AKP 2002 de ülkeyi yönetmek ve kalkındırmak için iktidar oldu. Bu ülke 2002 de dünyada kendi kendine yete bilen 7 ülkeden birisi idi. Şimdi ise dışa bağımlı hale geldi. Tayyip Erdoğan ülke nereden nereye geldi dereken kalkındığımızı anlatmak istiyor. Kendi kendine yetebilen ülke iken dışa bağımlı bir ülke durumuna gelen ülke değilmiş gibi söylüyor. Başarılı olamadı demeyelim. Başarılı olduğu şeyler var. Mesela yap işlet devret olayında çok başarılı olunmuştur. Çocuklarımızı ve torunlarımızı dahi borçlandırmıştır. Millet geçmediği köprünün, yandaş şirketlere verilen garantilerinin bedelini ödemeye mahkûm edilmiştir. Ülkenin milli varlıklarının satılmasında başarılı olmuşlardır. İlk kabinenin maliye bakanı olan Kemal Unakıtan. “Parayı veren düdüğü çalar. Stratejik önemi varmış bizi hiç ilgilendirmez yeter ki parayı görelim” demişti. O bakan öldü amma söylemi aynen uygulandı. Satılmadık milli varlık kalmadı. Uygulanan yanlış politikalar yüzünden. Bugün dışa bağımlı bir devlet durumdayız. Düştüğümüz durum çok iç acıtıcı bir durumdur. Kanada ya mercimek ihracatı yapıyorduk. Şimdi Kanada’dan mercimek ithal ediyoruz. Hakikaten bu durum bence çok acı bir durumdur. Bir ülkenin tarımından ekonomiye destek gelmezse o ülkenin kalkınması mümkün değildir. Tarımda çalışan nüfusu düşürün dediler. Öyle bir düşürdüler ki? Tarımda çalışanların oranı %38’den %6-7 düştü. Ne oldu? Tarım bitti. AKP tarım konusunda sınıfta kaldı. Tarım bakanı “paramız var dışardan alıyoruz” dedi. Bu kafa ile tarımda kalkınma olur mu? Bunu söyleyen tarım bakanı olursa bizim söyleyecek bir şeyimiz kalmaz. Bizim köylümüz ve çiftçimiz hasada başladığında. Köylümüzün ve çiftçimizin ürettiği ürünlerde gümrük vergisi sıfıra düşürülüyor. Köylümüzün ürünü para etmiyor. Birde üzerine ürettiği ürünlerinin girdilerine zam yapılınca köylü ve çiftçi üretim yapamaz hale geliyor. Tarımda da sınıfta kalınmış olduk. Dış politikamızın nasıl olduğuna verilecek çok cevap var. Bizden kimse adam alamaz diye konuşuluyor. Fakat adamlar öyle bir gidiyor ki? İnsanın kafası karışıyor. Türk asıllı gazeteci hapiste idi. Binali Yıldırım Alman’ ya, ya gitti. Sabah gitti öğle üzeri hapisteki gazeteci hapisten çıktı uçakla Almanya ya gönderildi. Gazeteci kendisi bile bu olaya hayret etti. Papaz Burana da hapiste idi. Bunu bizden kimse alamaz denildi. Tayyip Erdoğan Amerika ya gitti. Ertesi gün bizden adam alamazlar denilmesine rağmen papaz burana mahkemede berat etti. Özel uçakla Amerika ya gönderildi. Bunda da iktidar sınıfta kaldı. Yani dış politikamız sınıfta kalmış oldu. Ekonomide dibe vurduk. Paramız dibe vurdu. Maliye bakanımız “paramız en dibe vurdu. Daha gidecek yeri kalmadı” demedi mi? Bundan daha kötü ne olabilir? Bunun sebebi iktidardır. Rusya’dan S- 400 füzelerini aldık. Yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Senelerce F- 35 uçaklarına para ödedik. Uçakları alamdık. Suriye de bir bölük askerimiz Suriye ve Rus uçakları ile vuruldu hesap soramadık. Hangi konuda başarımız var ki? Hiçbir konuda başarımız yok. Sebebi nedir? İş ehillerine verilmiyor. Ahbap çavuş ilişkileri ile ülke yönetilmez. Onun içinde hiçbir şeyde başarılı olamıyoruz. Hele dış politikada çok zayıf kalıyoruz. Çünkü atanan konsolosların hiç birisi işin ehli değiller. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 16-04- 2022 M. KOÇAL
Yorum yapın