Kastamonu Belediyesi’nde mobbingle Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne sürüldüğünü ve buradaki görevi sırasında da sürekli mobbinge maruz kaldığını iddia eden Kastamonu Ülkü Ocakları eski başkanı Yunus Abayoğlu, işinden istifa etti.
Kastamonu Belediyesi’nde mobbingle Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne sürüldüğünü ve buradaki görevi sırasında da sürekli mobbinge maruz kaldığını iddia eden Kastamonu Ülkü Ocakları eski başkanı Yunus Abayoğlu, işinden istifa etti. Yaşanan olayın ardından paylaşımda bulunan Abayoğlu, 'Şahsımı ve ocak yöneticisi 4 kardeşimi Temizlik İşleri’ne işçi olarak gönderdiler. Bu mobbing değil, asıl mobbing Hikmet Erbilgin’in ’onları oraya ben sürdüm’ demesiyle başlıyor' dedi.
31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nde CHP’den aday gösterilen Hasan Baltacı’nın seçimi kazanarak göreve gelmesinin ardından birçok birimde değişiklik yapılmıştı. Yapılan değişimlerin ardından, Kastamonu Belediyesi Huzurevi’nde görevli olan Kastamonu Ülkü Ocakları eski Başkanı Yunus Abayoğlu, huzurevindeki görevinden alındığını, mobbingle Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne işçi olarak sürüldüğünü iddia etti. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Kastamonu Belediyesi çalışanı Abayoğlu, yapılan mobbinge tepki göstermek amacıyla işinden istifa ettiğini söyledi. Paylaşımında CHP Parti Meclisi Üyesi Hikmet Erbilgin’in 'eş başkan' nidaları ile birimleri gezerek mobbing uyguladığını belirten Abayoğlu, Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne sürülmelerinin ardından da kendilerine mobbing uygulanmaya devam edildiğini kaydetti.
’Eş başkanlık’ nidalarıyla belediye içerisinde ve dış birimlerinde dolaşıyor’
’Selahattin Demirtaş teröristtir, terörist demeyen de teröristtir’ şeklinde yazdıkları yazı için mobbinge uğradıklarını belirten Abayoğlu, '16 Şubat 2022 tarihinde Kastamonu Belediyesi’ne bağlı yeni açılacak olan huzurevinin kuruluşunda ve yönetiminde yer almak kaydıyla işe başladım. O dönemde yaptığımız görüşmelerde huzurevinde kalacak olan misafirlerimize ve orada çalışacak olan arkadaşlarımıza saygı ve sevgi çerçevesinde yaklaşabilecek, onları kendi ailesi gibi görecek birilerine ihtiyaç duyduklarını ve bu durumda böyle bir kuruma müdür yardımcısı olarak şahsımı düşündüklerini dile getirerek iş başı yaptırıldım. O tarihten 26 Nisan 2024 tarihine kadar görevimi iyi değil, olabileceğin en iyisiyle yapmak gayretiyle, bizlere referans olan dostlarımızı mahcup etmemek düşüncesiyle gece gündüz demeden yaptım. Gururla söyleye bilirim ki bunu başardım. Orada misafir olan amcalarımızın ve teyzelerimizin göz yaşları ile dua ile gönüllerine girebilmişim ki şu zor süreçte telefonla arayıp ’oğlum sana bunu yapanları da Allah biliyor, biz sana dua ediyoruz’ demeleri. Hatta huzur evinden çıkıp ziyaretime gelip, hal hatır sormaları beni hem gururlandırdı hem de bizleri şahsi hırslarına yenik düşüp ’eş başkanlık’ nidalarıyla belediye içerisinde ve dış birimlerinde dolaşıp ’bunlar bize yazı yazdılar diye Temizlik İşlerine ben sürdürdüm’ şeklinde kelimeler kullanan Hikmet Erbilgin’e karşı daha da hırslandırdı. Parantez açarak belirteyim, bunlara yazdığımız yazıda şu; ’Selahattin Demirtaş teröristtir, buna terörist diyemeyen de teröristtir.’ Biz hala sözümüzün arkasındayız? Peki soruyorum, bu sözün neresinden rahatsız oldunuz' dedi.
'Kastamonu Belediyesindeki işimden istifa ettim'
Tüm çalışanların mobbingle bastırılmaya çalışıldığını iddia eden Abayoğlu, 'Şimdi gelelim o mevzuya. Hikmet Erbilgin sen kimsin, belediyedeki görevin ne? Bu yazı seni neden rahatsız etti? Hangi hak ile birim birim gezerek eş başkanlık yapıyorsun. Bu duruma sessiz kalan, Kastamonu’nun iradesini almış, başkanlık makamına naçizane düşüncem ya makam koltuğunun yanına bir koltuk daha koysunlar (öyle belediyede oda vermekle olmaz) ya da mührü eş başkanlarına versinler. Şunu açık ve net olarak ifade edeceğim, bu saatten sonra bu memlekette öyle başı boş at koşturamayacaklar. Bu güne kadar sessizliğimiz almış olduğumuz devlet terbiyesindendi. Baktım, asıl konuşması gerekenler sus pus olmuş ölü taklidi yapıyor. Artık gebelikleri varsa, ’aman bizim eşimize dostumuza dokunmasınlar, aman biz işlerimizi rahat halledelim, aman mavi boncuğu kırmayalım’, nedir bu korkunuz, nedir bu suskunluğunuz, koltuk mu, makam mı, para mı, ne? Madem siz sustunuz, madem o kutlu ocağın derdini, yöneticilerini savunamadınız, ben gerekeni yaptım. Bu gün itibariyle T.C Kastamonu Belediyesindeki işimden istifa ettim. Şahsımı buna iten öncelikle yapılan mobbingler, sonrasında sizin sessizliğiniz' diye konuştu.
'Asıl mobbing, Hikmet Erbilgin’in ’onları oraya ben sürdüm’ demesiyle başlıyor'
Kendisinin ve 4 Ülkü Ocakları yöneticisinin Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne sürüldüğünü belirten Abayoğlu, 'Mobbing demişken, 26 Nisan 2024 tarihinde şahsımı ve ocak yöneticisi 4 kardeşimi Temizlik İşleri’ne işçi olarak gönderdiler. Bu mobbing değil. Asıl mobbing, Hikmet Erbilgin’in ’onları oraya ben sürdüm’ demesiyle başlıyor. Temizlik İşleri sürgün yeri mi? Oradaki arkadaşlarım ile makamlar koltuklar bizdeyken de, geceleri dönemin belediye başkan yardımcısı Sayın Resul Köprülü ile ziyaret ederek çaylarını içiyor, yemeklerini yiyorduk. Biz orayı bizden biliyoruz, bizi yoran üzen bunlar değil. Bizi yoran, üzen ’sabır’ deyip gittiğimiz işimizde kimseyi bizden alt sınıfta görmeden tıpkı kimseyi bizden üstte görmediğimiz gibi, giydik formayı 'Bismillah' deyip işimizi yaptık. Bu işte bile bana gurur veren, ilk iş günümde elime aldığım süpürge ile Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Beyimizin açılışını yapmış olduğu Topcuoğlu pazar yerinde temizlik yapmış olmam oldu. Bu bir tevafuk muydu? Biz nefsimizi süpürdük, bundan da gurur duyduk. Lakin o şerefli formayla işimizi yaparken peşimizi bırakmayıp ’bunların yerini değiştirin, gündüze alın, insanların yoğun olduğu yerlerde çalışsınlar’ söylemleri, yani mobbingleri beni çileden çıkarttı. Baktım almış olduğumuz devlet terbiyesiyle bunlara bir şey olmayacak, baktım konuşması gerekenler kafalarını kuma gömmüşler, kimse yoksa ben varım, biz varız dedim ayrıldım. Bundan sonra bunları açık ve net şekilde ifade edeyim, hem sokakta hem siyasette, her fırsatta bu hainliklerini yüze vurmak olacak. Şimdiye kadar savunmuş oldukları davanın ekmeğini yiyenlerin rahatları korkusuna selam sabahı kesmeleri, ’kimlikleri gizlensin’ diyerek sakal bırakanları, korkudan bıyık kesenleri, kısacası 4 tane ocağımızın yiğitlerini yalnız bırakanları görmezden gelenleri hiç unutmayacağım' şeklinde konuştu.
Yorum yapın