Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve Güney Afrika Sendikalar Konfederasyonu (FEDUSA) arasında, Filistin’e destek amacıyla 'Filistin ile Ortak Dayanışma Basın Toplantısı İşbirliği Protokolü İmza Töreni' düzenlendi.

Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve Güney Afrika Sendikalar Konfederasyonu (FEDUSA) arasında, Filistin’e destek amacıyla 'Filistin ile Ortak Dayanışma Basın Toplantısı İşbirliği Protokolü İmza Töreni' düzenlendi. HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, ateşkesi önemli bir aşama olarak gördüklerini açıkladı.
HAK-İŞ Genel Merkezi’nde düzenlenen imza törenine HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, FEDUSA Genel Başkanı Masale Godfrey Selematsela ve konfederasyon temsilcileri katıldı.
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan burada yaptığı konuşmada, hem iş birliği hem de Filistin deklarasyonunun imzalanması için bir araya geldiklerini söyledi.
İş birliği anlaşmasının temelini Cenevre’de ortak yaptıkları çalışmada attıklarını ifade eden Arslan, 'Öncelikli olarak iş birliği anlaşmamızın temelini geçtiğimiz yıl Cenevre’de birlikte yaptığımız bir çalışmayla atmıştık. Güney Afrika Cumhuriyeti Afrika’nın parlayan yıldızıdır. G-20 ülkesi ve Afrika’nın en gelişmiş ülkelerinin başında gelmekte ve gelişmekte olan bir ekonomisi var. Bu konuda Türkiye’ye ile de benzerlikleri var. Türkiye de gelişmekte olan bir ülke ve Güney Afrika ile yakın iş birliği içerisinde' dedi.

'İsrail’in soykırım yaptığının tespiti ve bunun durdurulması için yapılan girişim, tarihi bir girişimdi'
Arslan, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, İsrail’in katliamlarına karşı insanlığı harekete getiren tarihi bir adım attığını belirterek, 'Siyonistlerin ağababası Amerika Birleşik Devletleri’nin ve diğer batılı ülkelerin bütün baskılarına rağmen uluslararası adalet divanına başvurarak İsrail’in soykırım yaptığının tespiti ve bunun durdurulması için yapılan girişim, tarihi bir girişimdi' diye konuştu
7 Ekim’in, 70 yıldır süren İsrail işgalinin bir aşamasını oluşturduğuna dikkati çeken Arslan, 'İsrail Devleti’nin kuruluşundan itibaren Filistin toprakları işgal edilmiş, katliamlar yapılmış, Filistinliler kendi topraklarından sürgün edilmiş kendi vatanlarında, kendi topraklarında adeta bir mülteci hayatı sürdürmek zorunda kalmıştır. Filistinlilerin önemli bir bölümü, üçte ikisi kendi topraklarını terk etmek zorunda kalmış ve ’Siyonist devlet’in işgali her gün genişleyerek büyümüştür. Hapishanelerinde 10 binden fazla Filistinli kardeşimiz esir tutulmuş, binlercesi katledilmiş. Binlercesinin hanelerine fütursuzca girilmiş ve onların tüm özel hayatları alt üst edilmiş' ifadelerini kullandı.

'Ateşkesi önemli bir aşama olarak görüyoruz'
Arslan, uluslararası bütün toplantılarda, Filistin’i temsil etme yetki ve sorumluluğumuzu kullanarak Filistin’de olup bitenlerin bütün dünyaya haykırma görevini üstlendiklerini belirtti. 7 Ekim 2023’ten sonra Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşların katliamlara sustuğunu vurgulayan Arslan, şunları kaydetti:
'Katliamlara göz yumduğu, göz yummasa bile sessiz kaldığı o dönemde HAK-İŞ, gerek uluslararası bütün toplantılarda gerekse ülkemizde bu katliamların ve soykırımın karşısında yer almış ve bütün gücüyle uluslararası topluma bunu anlatma çabasını sürdürmüştür. Geldiğimiz noktada elbette ki 7 Ekim’deki gibi değil ama hala yeryüzündeki hakim güçlerin Filistin’de olup bitenleri yeterince anlamadığını veya anlamak istemediğini, katliamların devam etmesi durumunda sessiz kalmaya eğilimli bir tutum içinde olduklarını görmek son derece üzüntü verici. Güney Afrika ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bu süreçteki etkili ve aynı zamanda aktif çalışmaları önemli. Bunları önemli buluyoruz. Ama Filistin için daha fazlasına ihtiyacımız var. Ateşkesi önemli bir aşama olarak görüyoruz.'
Ateşkesten sonra esir değişimi ve arkasından kalıcı barışın sağlanması konusundaki umutlarını kaybetmek istemediklerini belirten Arslan, 'Filistinli kardeşlerimizi Mısır’a ve Ürdün’e sürme anlayışını şiddetle kınıyoruz. O topraklar Filistin’in ve Filistinlilerin topraklarıdır. O topraklardan kimse kardeşlerimizi başka bir yere gönderemez' şeklinde konuştu.