Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya gelen sağlık çalışanları G(ö)rev eylemine başladı. Haklarını talep ettiklerini dile getiren hekimler, “Buradayız, gitmiyoruz” mesajı verdi. Sağlık çalışanlarının dün başlayan G(ö)revdeyiz eylemi kapsamında hekimler bugün ve yarın da poliklinik hizmeti vermeyecek.
Balıkesir’de hekimler ve sağlık çalışanları sağlık emekçilerine yönelik şiddetin devam etmesine ve iktidarın şiddeti önlemek için adım atmaması nedeniyle bir kez daha iş bıraktı.
Bu kapsamda 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Balıkesir Tabip Odası öncülüğünde hekimler ve sağlık çalışanları dün ilk olarak Atatürk Anıtı’na çelenk koydu. Hekimler ve sağlık çalışanları öğleden sonra da İl Sağlık Müdürlüğü önünde yaptıkları basın açıklamasında ise taleplerini dile getirdi.
Hekimler açıklamalarında ayrıca 14-15 ve 16 Mart tarihinde iş bırakacaklarını da duyurdu. Tabip Odası yönetimi 14 Mart Tıp Bayramı kutlamaları kapsamında 19 Mart’ta da Savaştepe’deki Tıbbiyeli Hikmet Anıtı’nda bir tören gerçekleştireceklerini ifade etti.
Öte yandan Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü önünde yapılan eylemde basın açıklamasını okuyan Aile Hekimleri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Fevzi Turgut, 14 Mart’ın 103’ncü yıldönümünde sağlık çalışanlarının taleplerini sıraladı.
“SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI BİR AN ÖNCE ÇIKARILMALI”
Çok sayıda hekim ve sağlık çalışanın katılarak destek verdiği açıklamada Fevzi Turgut, şunlara dile getirdi: “14 Mart’ın 103. Yıldönümünde 10 acil talebimiz; Sağlıkta Şiddet Yasasının TTB’nin TBMM’ye önerdiği şekilde yasalaşmalıdır. Şiddete neden olanlar tutuklu yargılanmalı, hükmün açıklanması geri bırakılmamalı, cezalar artırılmalı, katalog suçlar arasında sayılmalıdır. Kamu hastanelerinde göreve yeni başlayan pratisyen ve asistan hekimler için temel ücret (maaş+sabit ek ödeme) yoksulluk sınırının en az iki katı, uzman hekimler için yoksulluk sınırının en az iki buçuk katı olmalı; sabit ek ödemeler genel bütçeden karşılanmalı. Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin sosyal güvenlik primleri “prim ödeme tavanı” üzerinden çalıştıkları kurumlar tarafından ödenmeli; ücretleri en az yoksulluk sınırının iki buçuk katı olmalı. Aile hekimi maaşları en az yoksulluk sınırının iki katına yükseltilmeli; tüm ASM binaları kamu tarafından inşa edilmeli, aynı standartlarda donanımı kamu tarafından sağlanmalı, bütün giderleri Sağlık Bakanlığı'nca karşılanmalı; Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği geri çekilmeli. OSGB’lerde çalışan işyeri hekimlerinin ücretleri TTB'nin belirlediği asgari ücret üzerinden ödenmeli.
“EMEKLİ HEKİM MAAŞLARI ARTIRILMALI”
Emekli Sandığı, SSK, BAĞ-KUR farkı gözetilmeksizin bütün emekli hekim maaşları (25 yılda emeklilik baz alınarak) pratisyen hekimler için asgari 15.000 TL, uzman hekimler için asgari 18.000 TL’ye çıkarılmalı. Çalışma ortamlarımız ve koşullarımız iyileştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün hekimlere nöbet ücreti kesilmeden nöbet ertesi izin hakkı tanınmalı, intörn hekim ücretleri en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalı. Covid-19 “illiyet bağı” aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmalı, hekimler için ek gösterge 7.200 olmalı. Sağlık sistemi ve kurumsal sorunlar kaynaklı malpraktis davaları ile hekimleri ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkûm eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalı. Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir.
“EMEĞİMİZİN KARŞILIĞI ÜCRET İSTİYORUZ”
Artık sağlık otoritesinden hekimlere mektup yazma, vaat, günü kurtarma ve oyalama değil, icraat bekliyoruz. Mesleğimize ve etik değerlerimize hürmetkâr olmalarını istiyoruz, yapılan uygulamalarla daha fazla aşağılanmak istemiyoruz. 19 yıldır sürdürülen Sağlıkta Dönüşüm Programı ve onun ana unsurları arasında yer alan performansa dayalı ödeme sistemiyle, sağlık hizmeti sunumunda niteliğin değil niceliğin öne çıktığı; hekimlerin hastalara fizik muayene yapılmasına dahi izin vermeyen sürelerin ayrıldığı, randevuların kısa sürelerle verildiği, çalışma sürelerinin uzadığı, nitelikli sağlık hizmeti sunabilmenin koşullarının yok edildiği bir sağlık ortamı yaratıldı. Nitelikli bir sağlık hizmeti üretmenin en temel bileşenlerinden biri çalışma koşullarıdır. Artık hastanelerde hekimlerin biraya gelmelerini sağlayan doktor odalarının kalmadığı, ”müşteri memnuniyetinin” ön planda olduğu sistemdeyiz. İnsanca çalışma koşulları ve emeğimizin karşılığı olan ücret, birbirinden ayrı düşünülemez.
“ÜÇ GÜN İŞ BIRAKIYORUZ”
Büyük önder Atatürk’ün kendisini emanet ettiği, yaşamını insanlığın hizmetine adayacağını meslek andına taşıyan Türk Hekimleri olarak; yaşadıkları sorunlar nedeni ile yurtdışına ve özel sektöre giden hekimlere “doktor efendi dönemi biti” “gidiyorlarsa gitsinler” diyenlere söylenecek tek sözümüz var; bu topraklarda binlerce yıldır hekimlik yapan bizler “halkın sağlığı için buradaydık, buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz”. Ve taleplerimiz karşılanmadığı sürece önlüğümüzün beyazına özlük haklarımıza, halkın sağlığına sahip çıkmak ve mesleki onurumuzu korumak için 1 Ekim’den beri 5,5 aydır sürdürdüğümüz, 15 Aralık ve 7-8 Şubat’ta iş bıraktığımız eylemlerimize devam edeceğiz. Bu amaçla da yasal ve Anayasal hakkımızı kullanarak 14-15-16 Mart’ta G(ö)REV’deyiz, İş bırakıyoruz.”
Yorum yapın