Balıkesir Tabip Odası Başkanı Dr. Necdet Uçan, Balıkesir’de hastanelerde kuduz aşısı olmadığını ileriye sürerek sorunun ülke çapında bir problem olduğunu iddia etti. Kedi ve köpeklerin kimliklendirilmesi amacıyla mikroçip uygulama çalışmalarının yoğunlaştığı bu dönemde veteriner hekimlerde görülen ısırılma vakalarının arttığına dikkat çeken Uçan, “Böylesi riskli bir dönemde kuduz aşısına ulaşmamak ciddi bir halk sağlığı sorunudur” dedi.

Balıkesir Tabip Odası Başkanı Dr. Necdet Uçan, dün beraberinde Balıkesir Veteriner Hekimler Odası Hüdayi Tanrıkulu ile birlikte oda hizmet binasında bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Artan kuduz vakaları ve ulaşılamayan aşı sorununa dikkat çeken Uçan, kuduz hastalığının ölümcül bir hastalık olduğunu hatırlattı.

Ülke genelinde aşıya ulaşmada sağlık çalışanlarının dahi sorun yaşadığını iddia eden Başkan Uçan, özellikle yeni yılla birlikte kedi ve köpeklerin kimliklendirilmesi amacıyla mikroçip uygulama çalışmalarının yoğunlaşması nedeniyle veteriner hekimlerin ısırılma olaylarının arttığına dikkat çekti.

 

HER 10 DAKİKADA 1 KİŞİ

KUDUZ NEDENİYLE ÖLÜYOR

Başkan Uçan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Kuduz, hem insan hem de hayvan sağlığını etkileyen zoonotik karakterli bir enfeksiyon hastalığıdır. Bilinen en eski hastalıklardan olan Kuduz, insanlık tarihinde korkutucu yönüyle sürekli dikkatleri üzerine çekmiştir. Kuduz, önlenebilir bir zoonoz hastalığıdır. İlk belirti gözlendikten sonra %99 ölümcül olan bu hastalık doğru bir aşılama protokolü ile günümüzde %100 önlenebilmektedir. Kuduz vb. zoonotik hastalıkların kontrolünde aşılamanın en önemli ve sonuç alıcı bir yaklaşım olduğu gerçeği çerçevesinde hastalıklarla mücadelede aşının etkisinin bir kanıtı olması açısından kuduz dikkatle takip edilmesi gereken bir hastalıktır. Kuduz Tek Sağlık konseptiyle çözülebilecek küresel bir sorundur. Kuduz %100 önlenebilir bir hastalık iken kuduz hastalığı nedeni ile her gün 160 kişi, her 10 dakikada bir kişi ve % 40’ ı çocuk olmak üzere yılda 59000 kişi hayatını kaybetmektedir. Bunların %40’ı özellikle Afrika ve Asya’da beşeri hekimlik ve veteriner hekimlik hizmetlerinin etkin bir biçimde sağlanamadığı kırsal bölgelerde yaşayan çocuklardır.”

 

KUDUZ NEDİR?

Kuduzun genel tanımını yaparak kuluçka süresi hakkında bilgide veren Başkan Uçan; “Kuduz, merkezi sinir sistemini ağır şekilde etkileyen ve hayvandan insana geçen viral bir hastalıktır. Genellikle enfekte hayvan tarafından ısırılmalar sonucu bulaşır. Hastalık, insanlarda ilk önce halsizlik, ateş, iştahsızlık, bulantı, baş ve boğaz ağrısı gibi hastalığa özel olmayan belirtiler başlar. Isırık yeri ve çevresinde ağrı ve kaşıntı görülebilir. Yutak felci sebebiyle kuduzun karakteristik belirtisi olan sudan korkma görülür. Daha sonra hasta komaya girer ve ölüm meydana gelir. Hastalığın kuluçka süresi sekiz günden iki yıla kadar değişebilir. Ortalama kırk gündür. Bu devrede kuduz aşısı veya anti serumu yapılırsa hastalık belirti vermeden önlenebilir. Aşının amacı vücutta çabuk ve yüksek seviyede antikor üretilip virüsün nötralize edilmesidir. Klinik belirtiler çıktıktan sonra aşıdan fayda beklenemez.

Tüm sıcakkanlı hayvanlar kuduz virüsü ile enfekte olabilirler, ancak hayvanlar kuduz virüsüne karşı aynı oranda hassas değildirler. Aynı zamanda temas sonrası bulaştırma riski açısından da türler arasında fark bulunmaktadır. Örneğin kuduz kurt, tilki ve çakal teması en yüksek riskli grubu oluştururken, köpek teması kuduz riski bakımından orta risk gruplarında yer alır. Ancak köpekler, hala dünyanın pek çok bölgesinde özellikle gelişmekte olan ülkelerde kuduzun bulaşmasındaki en önemli aracılardır. Hastalığın gelişme riski yüzeysel bir yaranın enfeksiyöz salya ile temasında düşükken, enfekte bir kurt tarafından baş boyun bölgesinden ısırılmada yaklaşık olarak %100’dür. Kuduz bir hayvanın enfeksiyöz salyası ile ısırılma ve hatta sağlam mukoza yolu ile temas, yaklaşık olarak % 30-40 oranında enfeksiyonla sonuçlanır. Etkeni ve patogenezi yaklaşık yüz yıl önce belirlenmiş olmasına rağmen kuduz, bugün için de öldürücü bir hastalıktır. Enfeksiyonun çıkış süresi ise ısırık yarasının beyine yakınlığı, yaranın derinliği, yara ve ısırık sayısına yara bölgesine ulaşan virüs sayısı ve virulansa göre değişim göstermektedir.

Hastalığın çıkış süresi 2-8 hafta arasında değişim göstermektedir

Literatürde kuduz klinik tablosu geliştikten sonra iyileştiği bildirilen 15 vaka vardır, ancak bunların da bazılarının tanısı hakkında şüpheler bulunmaktadır.

 

KUDUZ AŞISI YAŞAMSAL ÖNEM TAŞIMAKTADIR

Kuduz aşısının hem etkili hem de güvenilir olduğunu söyleyen Balıkesir Tabip Odası Başkanı Dr. Necdet Uçan, aşının tüm yaş grupları tarafından güvenle kullanılabilineceğini belirtti. Başkan Uçan aşısı süreci ve kuduzdan korunma yöntemleriyle ilgili olarak sözlerini şu şekilde sürdürdü: “4 Dozluk Aşı Şeması: 0., 3., 7. günlerde birer doz ve 14 ile 28. günler arasında dördüncü doz olmak üzere toplam dört doz uygulanır.

Aşı Şeması: 0. gün 2 doz, 7. ve 21. günlerde birer doz olmak üzere toplam dört doz olarak uygulanır.

Aşı şemaları sağlıklı bireylerde ve immün sistemi baskılanmış bireylerde farklı seçilir.

Korunmada ise hayvan 10 gün boyunca karantinaya alınıp takip edilir. Bu süre içinde belirtiler gözlenirse hayvan itlaf edilir.

Evcil hayvanlarımız veya yaban hayvanlarıyla temas halinde oluşabilecek ısırık vakalarında en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıyız.

Yaban hayatınında ki hayvanlarla temastan kaçınmalı veya tedbirli davranmalıyız.

Sağlam kedi ve köpeklere her yıl periyodik kuduz aşısı yapılmalıdır.İlk aşılar köpeklerde 3 ay; kedilerde 6 aylık iken yapılmali ve yılda bir kez tekrarlanmalıdır.

Yaban hayatında kuduz mücadelesi programlı bir şekilde yapılmalıdır.”

 

AŞININ BULUNAMAMASI

ÖNEMLİ HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR

Öte yandan Balıkesir’deki hastanelerde kuduz aşısının bulunmadığını ifade eden Başkan Uçan, konunun bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade etti. Uçan, sözlerini şu şekilde tamamladı: “

Kuduz hastalığında köpekler hastalığın kaynağı değil bilakis insanlar gibi mağdurlarıdır. Bu ölümcül hastalığı önlemek, hayvan sağlığını ve halk sağlığını korumak amacıyla toplumsal farkındalığın artırılması, sahipli hayvanlara her yıl kuduz aşılarının yaptırılması, takip edilmesi ve kayıt altına alınması, sahipsiz hayvanların kısırlaştırma, aşılama, kimliklendirme işlemlerin aksamadan düzenli bir şekilde yürütülmesi, yaban hayatına yönelik oral aşılama çalışmalarının uygulanması gibi bir bütüncül yaklaşımla, tüm kurum ve kuruluşların işbirliği, iletişimi ve koordinasyonu altında yapılmalıdır.

Kuduzla ilgili olarak biz veteriner hekimler ise sürekli risk altındayız. Çünkü kuduz riskli temasta en çok bulunan meslek grubuyuz. Son günlerde yaşanılanlar göz önüne alındığında sağlık çalışanlarının kuduz aşısına ulaşamama, kuduz aşısını olamama gibi bir durumla karşı karşıya kalmamamız gerekir. Kedi ve köpeklerin kimliklendirilmesi amacıyla mikroçip uygulama çalışmalarının yoğunlaştığı bu dönemde veteriner hekim meslektaşlarımızın ısırılma olayları artmaktadır. Böylesi riskli bir dönemde kuduz aşısına ulaşmamak ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Hem insanlar hem de insanlar için koruyucu sağlık hizmetleri yaygınlaştırılmalı ve hizmet almak kolaylaştırılmalıdır.”