Balıkesir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu, kene ve sebep oldukları hastalıklar konusunda uyarılarda bulundu. Yaz ayların kendini hissettirmeye başlamasıyla özellikle tarım alanlarında çalışan ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) konusunda daha duyarlı olmaları gerektiğini belirten Tanrıkulu, keneden korunma yolları ve kene ısırığı sonrası yapılması gerekenleri anlattı.

Balıkesir çevresindeki Manyas, Gönen, Bandırma Sındırgı ve Savaştepe ilçelerinin çevresinde yaşayan vatandaşların bu konuda daha da dikkatli olmaları gerektiğini söyleyen Başkan Hüdayi Tanrıkulu, “Kene diyerek geçmeyin vücutlarında 1000’in üzerinde enfeksiyon yapıcı özellik taşıyan hastalıkları taşıyabilir” dedi.

“KKKA HASTALIĞINI TAŞIYAN BİR KENE

ÇEVREYE 10 BİN YUMURTA BIRAKABİLİR”

Başkan Tanrıkulu; “Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı keneler tarafından taşınan bir virüsle oluşsan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, ishal ve ağır vakalarda cilt, burun, mide, akciğer ve beyin kanaması gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen zoonatik (hayvanlardan insanlara bulaşabilen) bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalığı almış bir kene KKKA’yı yumurtalarına da aktarabilmektedir. Örneğin KKKA hastalığını taşıyan bir kene çevreye 10 bin yumurta bırakabilir ve bu yumurtalardan canlı çıkacak her kenede bu hastalığı taşıma ve yayma potansiyeline sahip olacaktır. Yani hastalığı taşıyan kene sayısı bir tane iken bir anda binlerceye ulaşabilmektedir. Kenelerin olağanüstü çoğalmasının en önemli nedeni eko-sistem tahribatıdır. Eko sistemin esası, doğanın kendini koruma adına, kendi iç ve dış dinamiklerinin birbirleri ile dengeli ilişkisidir. Keneler de eko-sistemin denge unsurlarından biri olup, doğada birtakım canlı ve cansızla ilişki halindedir” dedi.

İLAÇLAMA ARTTIĞI ORANDA

KENE SAYISIDA ARTACAKTIR

Keneler hakkında alınabilecek önlemlere ve dikkat edilecek konulara değinen Tanrıkulu; “Kene popülasyonunu azaltmak için uygulanan çevre ilaçlamaları doğru bir uygulama değil. Bu ilaçlamalarla eko-sisteme büyük zarar veriliyor. Arı ve bunun gibi insana faydalı birçok hayvanın ölümüne neden olunuyor. Bu nedenle farklı sorunlar ve hastalıklarla karşı karşıya geliyoruz. Eko-sistemdeki canlılar birbirini dengeler, yani mücadele etmemek doğayı kendi haline bırakmak, kimyasallarla mücadele etmekten daha iyidir. İlaçlama arttığı oranda kene sayısı artacaktır. Bu yüzden hayvanlarımızın ektoparaziter mücadelelerini düzenli olarak yapmalıyız. Kene ile bu alanların bulaşmasında ve yerleşerek gelişmelerinde en önemli hayvanlar Yaban domuzları, küçük memeliler ve özellikle  yerden beslenen kanatlılar ile kemiricilerdir. Bu hayvanların bahçe ve piknik alanlarına girmelerini önlemek amacıyla, ince delikli tel örgüler toprakla derinden yaklaşık 50-60 cm bağlantısı çok iyi yapılarak etrafları çevrilmelidir. Bir dikkat edilecek husus ise Hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas etmemeye özen gösterilmeli ve hasta kişilerle eldiven, önlük, maske kullanılmalıdır” diye söyledi.

GÜNLÜK KENE

MUAYNENELERİ

YAPILMALIDIR

Kişinin kenelere karşı alacağı tedbirleri de sıralayan Hüdayi Tanrıkulu; “Giysilerde bilek ve boyun kısmı sıkı sıkı kapalı olmalı ve giysiler açık renkli olmalıdır. Özlelikle pantolon paçaları, çorap içine sokularak ve hatta üzerine çizme giyilerek dolaşılmalıdır. Sahadan, araziden, Kırsaldan döndükten sonra, vücutta özellikle kulak içi ve çevresi, saç ve çevresi, koltuk altı, bacak araları, diz kapağının arka kıvrımları, göbek deliği ve diğer vücut kıvrımlarının arası el ve aynalar vasıtasıyla çocuklar da ebeveyinleri tarafından mutlak surette günlük kene muayeneleri yapılmalıdır. Sahada giyilen giysiler ile ev içerisinde dolaşılmamalı ve düzenli vücut temizliği ihmal edilmemelidir. Vücutta kan emen bir kene tespit edilirse en kısa sürede çıkartılma işlemi gerçekleştirilmelidir bunun için en yakın sağlık kuruluşuna hiç vakit kaybetmeden gidilmeli ve kenenin sağlık elemanları tarafından çıkartılması sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.