11,5 yıl süren Savaştepeli kuzenler cinayeti davasında ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet kararı çıktı.
Balıkesir’in Savaştepe ilçesinde 23 Mart 2006 tarihinde evlerinden okula gitmek için çıkan Büşra ve Tuğçe isimli kuzenlerin öldürülmesiyle ilgili dün Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada
karar çıktı. 16 yıl önce işlenen cinayetin, 11,5 yıl süren dava sonunda tutuklu sanıklar S.A. ile A.A. ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet cezası alırken, tutuksuz yargılanan Y.E. ve A.Ç. beraat etti.
Savaştepeli kuzenlerin davasını ilk günden bu yana takip eden Avukat İbrahim Erenci duruşma sonrasında açıklamalarda bulundu. Tutuklu sanıkların müebbet hapis cezasına sevindiklerini söyleyen avukat Erenci, beraat eden sanıklarla ilgili üst mahkemeye başvuru yapacaklarını ifade etti.
AVUKAT ERENCİ: “BERAAT EDENLERİN OLAYLA İLİŞKİLERİNİ KANITLADIK”
Kuzenlerin avukatı İbrahim Erenci yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bugün mahkemede tutuklu 2 sanık için beklentilerimiz doğrultusunda 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararı verildi. Yalnız tutuksuz 2 tane sanık için Y.E. ve A.Ç. için de beraat yönünde karar verildi.
Söyleyecek çok fazla bir şey yok. 16 yıl sonunda gelinen noktadan memnuniyetsiz miyim? Hayır. Verilen iki tane ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası bir nebze de olsa bizim ve ailelerin yüreğine su serpiyor. Ancak birlikte hareket ettikleri kuşkuya mahal bırakmayacak kadar net olan diğer iki sanığın beraat kararı verilmesi ve bu yetmezmiş gibi henüz yargılama bitmediği halde, henüz yargılama safahatları sonuçlanmadığı, bölge adliye mahkemesi yani istinafın Yargıtay'ın bu konuda hükümleri kesinleşmediği, en son karar verilmediği halde yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını da çok yadırgıyoruz" ifadelerine yer verdi.
“SUÇLARI SABİT”
Tuğçe ve Büşra isimli kuzenleri öldürmekten ceza alan sanıkların işledikleri suçlarla ilgili de bilgiler veren Avukat İbrahim Erenci, “Burada şahısların öldürme kastıyla değil alıkoyma, tecavüz etme ya da cinsel birlikteliğe alıştırarak (bu çocuklara dilim varmıyor söylemeye) fuhuşa yönlendirilmesi amacıyla kaçırıldığını varsayıyorum. Bu konuda itiraf olmadığı için elimizde somut delil yok, somut delille çocukların kaçırıldığı sabit. Bir araç kullanıldığı sabit. Yani 2 tane çocuğun 7 kilometre evden ileride bulunması cenazelerinin, yürüyerek gitmediklerini kanıtlıyor bize. Araç kullandıkları da sabit. Dolayısıyla birden çok kişiyle hareket ettikleri ama sonrasında çocukların tepki gösterdiği ortada. ‘Babama söyleyeceğim, polise şikayet edeceğim’ vesaire şeklindeki. Bunlara acemi katil diyorum. Yanlarında insan öldürmeye elverişli herhangi bir şey, bıçak, balta, nacak, ip hiçbir şey bulunmadı. Çocukların önlüklerinin kemerlerini sökerek birbirine düğümleyerek boğma ipi yaptıkları ve bu suretle katlettikleri sabittir. Adli tıp raporuyla sabittir. Dolayısıyla eylemin başlangıcında öldürme kastı yoksa bile planlı, programlı çocukların alıkonulması yönünde bir eylem birliği, fikir ve eylem birliği içinde oldukları, daha sonra da çocukları katlettikten sonra da bu fikir ve eylem birliğinin devam ettiği herhangi bir açıklama yapmamaları veya itiraf etmeleri durumunda hem kendilerine hem diğer sanıkları yakacaklarını düşünmeleri, avukatlarının da muhtemelen bu yönde telkinde bulunması nedeniyle suskun kalmaları ‘Olayı hatırlamıyoruz. O zaman orada değildik. Telefon benim mi bilmiyorum. Şahısları tanımıyorum’ şeklinde mücerret ifadeler verdiler” diye konuştu.
AYŞE YILDIRIM: “BERAAT EDENLERİN DE CEZA ALMASINI İSTİYORUZ”
Mahkemenin ardından konuşan Tuğçe Yıldırım’ın annesi Ayşe Yıldırım davadan beraat edenlerin de ceza almasını istedi. Yıldırım, “Y.E. ve A.Ç.’nin de ceza almasını istiyoruz. Benim çocuklarımı Y. denen kadın kandırdı. O şerefsizlere teslim etti. Bizim çocuklarımız 16 yıldır toprakta. Bunlar da yedi içti gezdi. Bunların hak ettiği cezayı almalarını istiyoruz. Kanun bizim yanımızda olmalı. Bundan sonra da adalet yerini bulacak. O kadın benim çocuğumu aldı, yoldan teslim etti şahıslara” diye konuştu.
Yorum yapın