BASİAD Başkanı Ümit Baysal, yüksek katma değer yaratan bir ekonomide eğitimin önemine dikkat çekerek, Kovid-19 salgını devam ettiği sürece gerekli tedbirler alınarak yüz yüze eğitime devam edilmesi gerektiğini açıkladı. Baysal ayrıca MEB’in de bu konudaki kararlığının ise iş dünyasında memnuniyet yarattığını belirtti.

Balıkesir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (BASİAD) Başkanı Ümit Baysal, Koronavirüs nedeniyle okuldan uzak kalınan sürecin yarattığı etkilerin en hızlı şekilde tespit edilerek, telafi edilmesi gerektiğini açıkladı. İlerleyen süreçte önceliğin gerekli tüm tedbir alınarak okulların açık tutulması yönünde de olması gerektiğini belirten Baysal, ayrıca Milli Eğitim Bakanlığının da bu yönde kararlı olması ve her fırsatta dile getirmesini iş dünyası olarak memnuniyet karşıladıklarını söyledi.

Açıklamasında eğitimin bir ülke için önemine dikkat çeken Baysal, Koronavirüs salgını sürecince OECD ülkeleri arasında yüz yüze eğitimin yapılamadığı ve okulların en uzun süre kapalı kaldığı ikinci ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatarak, eğitime ara verilmesinin öğrenme kaybına neden olacağını ifade etti.

“İyi eğitim olmadan verimli ve yüksek katma değer yaratan bir ekonomi olmamız da imkansızdır” diyen BASİAD Başkanı Ümit Baysal, açıklamasında özetle şu ifadelere yer verdi; Eğitim insan kaynağının niteliğini belirleyen en önemli etmen, aynı zamanda ekonomi ve eğitimin ülkemizin geleceği için en önemli mesele olduğunu hep vurguluyoruz. Her bireyin erken çocukluktan yükseköğretime kadar her aşamada kaliteli eğitime erişmesi; daha sağlıklı ve sürdürülebilir yaşamlara ve daha iyi işlere kavuşmasının da anahtarıdır. Nitelikli eğitim bireylerin hem kendi potansiyellerini gerçekleştirmeleri hem de ülkemizin büyüme ve refah hedeflerine ulaşabilmesi için de kritik önemdedir.

İyi eğitim olmadan verimli ve yüksek katma değer yaratan bir ekonomi olmamız da imkansızdır. Eğitimin nitelikli olmasının yanında kapsayıcı da olabilmesi, toplumlarda yoksulluğun önlenmesi ve eşitsizliklerin giderilmesi için son derece hayatidir.

Hiç kuşkusuz Kovıd-19 salgınıyla beraber eğitim hayatı tüm dünyada büyük bir değişimin içinden geçiyor. Nitekim UNICEF, salgının eğitim üzerindeki etkilerini azaltmak için hükümetlere; eğitimdeki dijital uçurumun kapatılması, beslenme ve sağlık hizmetlerine erişimin garanti altına alınması, aşıların düşük maliyetli hale getirilmesi, çocukların ruh sağlığının desteklenmesine yönelik çağrıda bulunuyor. Aksi durumda salgının çocukların sağlık, eğitim ve beslenmesinde 'geri döndürülemez zararlara' yol açabileceği konusunda uyarıyor. Dünya Ekonomik Forumu da Kovıd-19’un bir sağlık krizi olmaktan çıkıp orta ve uzun vadede ekonomik kırılganlıkları ve toplumsal dengesizlikleri körükleyebileceği uyarısı yapıyor.

Temel bir insan hakkı olan eğitim hakkını zorlu salgın döneminde de çocuklara ve gençlere sunabilmek, her devletin en önemli görevlerinden biri. Kimi ülkeler salgın en kritik noktaya ulaşana kadar yüz yüze eğitime devam ederken, kimi ülkeler dijital dönüşümün sunduğu imkanlarla uzaktan eğitime yöneldi, kimi ülkeler de hibrit yöntemler geliştirdi. Bu süreçte teknolojinin tahmin edilenden büyük bir hızla eğitim sistemine entegre olduğunu hem dünyada hem de ülkemizde gözlemledik.

 

BAŞKAN BAYSAL EĞİTİMDE

FIRSAT EŞİTLİĞİNE DİKKAT ÇEKTİ

Diğer taraftan teknolojik imkanlar ancak tüm çocuklar ve gençler için fırsat eşitliğinin olduğu bir ortamda arzu edilen verimi sağlayabiliyor. Eğitime erişimde fırsat eşitliğini sunamadığımız durumda ise, sosyoekonomik açıdan mevcut eşitsizliklerin derinleşmesi ve uçurumların artması ne yazık ki kaçınılmaz hale geliyor. Salgında her çocuğun ve gencin uzaktan eğitime erişebilmesi ve içeriklerden en verimli şekilde yararlanabilmesi, önemli bir zorluk alanı olarak ortaya çıktı. Ailelerin imkanları çocukların uzaktan eğitime erişiminin niteliğini etkiledi. Sadece çocuklar ve gençler değil, bu süreçte öğretmenlerin ve velilerin de yaşadığı zorlukları ve bu zorluklara rağmen fedakarca çabalarını gözlemledik.

Kovıd-19 salgını bize gösterdi ki; yeni nesilleri şimdiden öngöremediğimiz bir dünyaya ve sürekli değişime hazırlamak tüm dünyanın baş etmeye çalıştığı bir meseledir. Geleceğin dünyasını dijital teknolojilerden ve iklim, enerji, insana yakışır iş ve toplumsal cinsiyet eşitliği 

Açıklamasında eğitimin bir ülke için önemine dikkat çeken Baysal, Koronavirüs salgını sürecince OECD ülkeleri arasında yüz yüze eğitimin yapılamadığı ve okulların en uzun süre kapalı kaldığı ikinci ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatarak, eğitime ara verilmesinin öğrenme kaybına neden olacağını ifade etti.

“İyi eğitim olmadan verimli ve yüksek katma değer yaratan bir ekonomi olmamız da imkansızdır” diyen BASİAD Başkanı Ümit Baysal, açıklamasında özetle şu ifadelere yer verdi; Eğitim insan kaynağının niteliğini belirleyen en önemli etmen, aynı zamanda ekonomi ve eğitimin ülkemizin geleceği için en önemli mesele olduğunu hep vurguluyoruz. Her bireyin erken çocukluktan yükseköğretime kadar her aşamada kaliteli eğitime erişmesi; daha sağlıklı ve sürdürülebilir yaşamlara ve daha iyi işlere kavuşmasının da anahtarıdır. Nitelikli eğitim bireylerin hem kendi potansiyellerini gerçekleştirmeleri hem de ülkemizin büyüme ve refah hedeflerine ulaşabilmesi için de kritik önemdedir.

İyi eğitim olmadan verimli ve yüksek katma değer yaratan bir ekonomi olmamız da imkansızdır. Eğitimin nitelikli olmasının yanında kapsayıcı da olabilmesi, toplumlarda yoksulluğun önlenmesi ve eşitsizliklerin giderilmesi için son derece hayatidir.

Hiç kuşkusuz Kovıd-19 salgınıyla beraber eğitim hayatı tüm dünyada büyük bir değişimin içinden geçiyor. Nitekim UNICEF, salgının eğitim üzerindeki etkilerini azaltmak için hükümetlere; eğitimdeki dijital uçurumun kapatılması, beslenme ve sağlık hizmetlerine erişimin garanti altına alınması, aşıların düşük maliyetli hale getirilmesi, çocukların ruh sağlığının desteklenmesine yönelik çağrıda bulunuyor. Aksi durumda salgının çocukların sağlık, eğitim ve beslenmesinde 'geri döndürülemez zararlara' yol açabileceği konusunda uyarıyor. Dünya Ekonomik Forumu da Kovıd-19’un bir sağlık krizi olmaktan çıkıp orta ve uzun vadede ekonomik kırılganlıkları ve toplumsal dengesizlikleri körükleyebileceği uyarısı yapıyor.

Temel bir insan hakkı olan eğitim hakkını zorlu salgın döneminde de çocuklara ve gençlere sunabilmek, her devletin en önemli görevlerinden biri. Kimi ülkeler salgın en kritik noktaya ulaşana kadar yüz yüze eğitime devam ederken, kimi ülkeler dijital dönüşümün sunduğu imkanlarla uzaktan eğitime yöneldi, kimi ülkeler de hibrit yöntemler geliştirdi. Bu süreçte teknolojinin tahmin edilenden büyük bir hızla eğitim sistemine entegre olduğunu hem dünyada hem de ülkemizde gözlemledik.

 

BAŞKAN BAYSAL EĞİTİMDE

FIRSAT EŞİTLİĞİNE DİKKAT ÇEKTİ

Diğer taraftan teknolojik imkanlar ancak tüm çocuklar ve gençler için fırsat eşitliğinin olduğu bir ortamda arzu edilen verimi sağlayabiliyor. Eğitime erişimde fırsat eşitliğini sunamadığımız durumda ise, sosyoekonomik açıdan mevcut eşitsizliklerin derinleşmesi ve uçurumların artması ne yazık ki kaçınılmaz hale geliyor. Salgında her çocuğun ve gencin uzaktan eğitime erişebilmesi ve içeriklerden en verimli şekilde yararlanabilmesi, önemli bir zorluk alanı olarak ortaya çıktı. Ailelerin imkanları çocukların uzaktan eğitime erişiminin niteliğini etkiledi. Sadece çocuklar ve gençler değil, bu süreçte öğretmenlerin ve velilerin de yaşadığı zorlukları ve bu zorluklara rağmen fedakarca çabalarını gözlemledik.

Kovıd-19 salgını bize gösterdi ki; yeni nesilleri şimdiden öngöremediğimiz bir dünyaya ve sürekli değişime hazırlamak tüm dünyanın baş etmeye çalıştığı bir meseledir. Geleceğin dünyasını dijital teknolojilerden ve iklim, enerji, insana yakışır iş ve toplumsal cinsiyet eşitliği HABER: SONER KANBER