'2 Nisan dünya otizm günüyle sınırlı tutmayalım. Her zaman her yerde ve her fırsatta otizmli bireylerin yaşamlarını zenginleştirmek ve onlara saygı göstermek için çaba sarfedelim'
Otizm yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden nörogelişimsel bir bozukluktur ve spektrum olarak geniş adlandırılır. Bu her otizmli bireyin güçlü ve zayıf yönleri olduğu anlamına geleceğini de içerir. Otizmli bireyler genellikle çevreleriyle sosyal etkileşimde ve iletişimde zorluklar yaşayabilirler ancak aynı zamanda belirli alanlarda olağanüstü yeteneklere de sahip olabilirler.Çocuklarımızın hayatını etkileyen otizmin görülme sıklığı 2000 yılından günümüze tam olarak %317 artış göstermiştir. Bu artış oranlı tablo karşısında farkındalığı arttırarak erken tanı ve bilimsel eğitim noktalarında toplumu bilinçlendirerek otizmin zor yanları ile mücadele etmek elbette mümkündür. Yapılmış bilimsel çalışmalar bizlere erken dönemde alınan yoğun aba eğitimiyle otizmli bireylerin yaklaşık %50 sinin akranlarından ayırt edilemeyecek düzeye gelebildiğini ve olağan gelişimli bireyler gibi yaşamlarını bağımsız sürdürebildiğini göstermektedir.ABA (Applied Behavior Analysis) kelimelerinin kısaltmasıdır. ABA özellikle otizm spektrum bozukluğu gibi gelişimsel bozuklukları olan bireylerin davranışlarını anlamak değitirmek ve geliştirmek için kullanılan bilimsel temelli bir yaklaşımdır.ABA; gözlem ve veri toplama süreçlerine dayanır. Davranışları anlamak ve değerlendirmek için bilimsel yöntemler ve veriler kullanılır. ABA ile olumlu davranışlar arttırılır olumsuz davranışlar ise azaltılarak istenmeyen davranışların yerine yeni davranışlar kazandırılır.ABA modeli ile eğitim süreci ileri derecede profesyonellik istemektedir. Ülkemizde bu modeli uygulayabilecek uzman sayısı ve bir eğitim sistemi olarak kullanan merkez sayısı maalesef çok azdır. Biz ABA Klinik olarak ülkemizde ve diğer ülkelerde ABA alanında çalışacak uzmanlar yetiştirmek gereklidir.Topluöa ve en önemlisi eğitmenlere düşen görev, toplumda otizm farkındalığını arttırmak, ön yargıları ve yanlış bilgileri ortadan kaldırmak çalışmalarımız için çok önemlidir. Otizmli birey veya ailesiyle etkileşim kurduğumuzda empati içeren anlayış ve hoş görü göstermeliyiz. Unutmayalım ki her insan eşsiz ve değerlidir. Otizmli birey olmak başlı başına tek bir kişilik özelliği değildir.
Otizm farkındalığı, aynı zamanda otizmli bireylerin toplumda kabul görmeleri ve destek almaları için de hayati öneme sahiptir. Eğitim, iş hayatı ve toplumsal yaşam gibi alanlarda da herkes gibi eşit fırsatlara sahip olmaları gerektiğini de unutmamalıyız. Empati ve anlayış, otizmli bireylerin güçlü yönlerini keşfetmelerine ve potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı olacaktır. Ayrıca, otizm farkındalığının yaygınlaştırılması, toplumun genelinde daha iyi bir kabul ve dayanışma kültürünün oluşturulmasına katkıda bulunacaktır. Birbirimize destek olmayı ve herkesin farklılıklarını anlamayı öğrendikçe daha kapsayıcı ve güçlü bir toplum inşa edebiliriz. Bu nedenle otizm farkındalığına yönelik çabalarımızı sadece 2 Nisan dünya otizm günüyle sınırlı tutmayalım. Her zaman her yerde ve her fırsatta otizmli bireylerin yaşamlarını zenginleştirmek ve onlara saygı göstermek için çaba sarfedelim. Son olarak “otizm serüveni, anlayış ve empatinin yaygınlaştırılması gereken bir süreçtir. Hepimiz toplumda otizmli bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmak için bir rol alabiriz. Unutmayalım ki, her bir birey kendi hikayesiyle ve empati yüklü küçük dokunuşlarıyla dünyamıza değer katar.” (Rabia Şevval Çakmak)
Yorum yapın