Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanlığı hükümetin yargıya müdahale ettiği iddiasıyla basın açıklaması düzenledi. Adaleti aramaya devam edeceklerini söyleyen CHP’liler 5 dakikalık temsili oturma eylemi yaptı.

Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasında, Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay ile ilgili verdiği “Hak ihlali” kararının ardından Yargıtay 3. Ceza Dairesinin AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması kararını eleştiren İl Başkanı Erden Köybaşı, mevcut iktidarın yargıya müdahale ettiğini ileri sürdü.

“Anayasa Mahkemesi yasama, yürütme ve yargı organlarından bağımsızdır”

CHP İl Başkanı Erden Köybaşı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Anayasamızın ilk maddesine göre devletimizin şekli cumhuriyettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik bir yönetim yapısına sahiptir. Anayasamıza göre millet egemenlik hakkını yine anayasada belirlenen esaslara göre yasama, yürütme ve yargı organları eliyle kullanır. Kuvvetler ayrılığı esastır. Kuvvetler ayrılığı ilkesi Demokrasinin “olmazsa olmazıdır.” Mevcut iktidarın kuvvetler ayrılığına karşı duruşu nedeniyle yasama ve yürütme tek elde toplanmış, yargı üzerinde de baskı oluşturulmuştur. Anayasamızın 138. Maddesi "Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz" yazmaktadır. Ayrıca 1991 yılında kabul edilen Anayasa Mahkemesi Hakkında Kanuna göre, “Anayasa Mahkemesi yasama, yürütme ve yargı organlarından bağımsızdır; kararlarını verirken Anayasa ve hukuk dışında herhangi bir otorite tanımaz” denilmektedir.

“Bu karar açıkça yargıya yapılan bir darbedir”

Bütün bunlara rağmen; geçtiğimiz günlerde yargı üzerinde yaratılan baskı ve kaosun sonucu Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM’nin Gezi Parkı davasından tutuklanan ve 18 yıl hapis cezası alan Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Can Atalay ile ilgili “hak ihlali” kararına uyulmamasına hükmetmiş aynı Daire, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kararın bir örneğini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne göndermiş, ayrıca bu kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Hepimiz biliyoruz ki, bu karar açıkça “yargıya yapılan bir darbedir.” Alınan bu "uymama” ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması şeklindeki karar Anayasal düzeni değiştirme teşebbüsüdür. Ülkemizde yaşanan son gelişmeler, maalesef Anayasal Devlet kavramını hedef alan ciddi bir kriz tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Bir söz vardır "et kokarsa tuzlarsınız, tuz kokarsa ne yapacaksınız?" Bu son yaşanan olay ile Ülkemizde maalesef tuz kokmuştur.

“HUKUK DEVLETİNDE KABUL EDİLEMEZ”

Ülkemizde mahkemelerde mağdur olduğunu düşünen yurttaşlarımızın bireysel başvuru hakkını kullanacakları en üst yargı mercii olarak gördükleri anayasa mahkemesinde hak arama inanç ve güvenleri yok edilmiştir. Anayasa mahkemesi tartışılır hale getirilerek itibarsızlaştırılmıştır. "Anayasa’nın, Anayasa Mahkemesine verdiği yetki ve görevlerin yapılamaz hâle gelmesini sağlayan hukuk dışı fiili durumlar; bir hukuk devletinde asla kabul edilemez. Anayasamızın 153. Maddesinde açıkça belirtildiği üzere,  Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Bu kadar açık ve kesin bir hüküm karsısında fazla söze de gerek olmadığı açıktır. Zira Mahkeme kararlarına uyulmayan bir yerde hukuk devleti ilkesinden söz edilemez. Genel başkanımızın dediği gibi “Anayasa Mahkemesi’nin yetkisi yok hükmünde görülmektedir, böyle yaparsanız, yarın birisi de Meclis’i yok sayar.  Anayasal düzeni bir maddede yok sayarsanız, bütün bir düzeni ortadan kaldırırsınız.”

“GENLERİMİZDE DİRENİŞ VE BAŞKALDIRI VARDIR”

Anayasalar ve kuvvetler ayrılığı tek adamların yetkilerini sınırlandırırlar, ama ülkemizde, tek adam, yetkilerini sınırlayan herkesi her şeyi düşman ilan ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi Kuvayi Milliye ruhuyla, ulusal kurtuluş mücadelesinin içinde kurulmuş partidir, genlerinde direniş ve başkaldırı vardır. Yargıya yapılan bu darbe karşısında milletvekillerimiz meclis genel kurul salonunda dönüşümlü olarak 24 saat Adalet nöbeti tutuyorlar. Cumhuriyet Halk partililer olarak bizler “tek adamın bu milletin önüne çektiği zincirleri kıracağız, duvarları yıkacağız, yasakladığı sokakları özgürleştireceğiz"

“ANAYASAL DEVLET İSTİYORUZ”

Dün olduğu gibi bugün de yarında Hukuk devletine, hukukun üstünlüğüne ve demokrasimize aynı kararlılıkla sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar tüm darbelere karşı durmuş olan bizler bu anayasa darbesine de karşı duracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.  Türkiye Cumhuriyeti Devleti çağdaş laik hukuk devleti olarak sonsuza dek var olacaktır.” (Ebru Erdem)