DEVA Partili Milletvekili Burak Dalgın, özel sektör çalışanlarının eriyen ücretlerini gündeme getirdi. Dalgın, “Kağıt üstünde artan ücretler, yüksek enflasyon ve gelir vergisi dilimleriyle eriyor. Adeta bir illüzyonun kurbanı oluyorlar” dedi.

Dalgın, “2000 yılındaki gelir dilimini güncelleyerek bugüne gelseydik, ilk gelir vergisi eşiğinin 110 bin değil, 289 bin lira olması gerekirdi! Zaten yüksek enflasyon altında eriyen reel ücretlere bir de vergi prangası vurulmazdı!” dedi. DEVA Partisi Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Burak Dalgın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında özel sektör çalışanlarının eriyen ücretlerini gündeme getirdi. “Bugün özel sektör çalışanlarımız hakkında konuşmak üzere huzurunuzdayım. Onlar ekonomimizin dinamosu. Onlar devletin vergi gelirlerinin temel kaynağı. Onlar sosyal güvenlik sisteminin ana finansörü. Onlar, milletimizin çimentosu orta direğin ta kendisi!” sözleriyle ile konuşmasına başlayan Dalgın, çalışanların yüksek enflasyon ve gelir vergisi ile eriyen ücretlerine dikkat çekti: “Ancak beyaz yakasıyla, mavi yakasıyla, onlar çok zor durumda. Kâğıt üstünde artan ücretleri bir yandan yüksek enflasyonla, öte yandan gelir vergisi dilimleri sebebiyle eriyor. Adeta bir illüzyonun kurbanı oluyorlar. Ama ne hikmetse sesleri duyulmuyor, dertleri dile getirilmiyor. Bugün burada bu sessizliği bozacağız.”

‘Eriyen ücretlerin iki büyük sebebi var: enflasyon ve gelir vergisi dilimleri’

“85 milyonluk ülkemizde yalnızca 32 milyon kişi çalışıyor. Bu kişilerin 5 milyonu kamuda, 27 milyonu özel sektörde faaliyet gösteriyor. Özel sektörde kayıtlı olarak, yani sigorta primi ödeyerek çalışan 16 milyon vatandaşımız var.” diyen Burak Dalgın, “Bir diğer deyişle, özel sektörde çalışarak sigorta primi ödeyenler ile emekliler neredeyse eşit sayıda! Bunun sosyal güvenlik sistemi üzerinde ciddi etkileri var.” ifadelerini kullandı.

Dalgın, konuşmasının devamında, özel sektör çalışanlarının reel olarak eriyen ücretlerine dikkat çekti: “Bugün size kâğıt üstünde artan ücretlerin aslında nasıl eridiğini örnekleriyle göstermek istiyorum. Bunun iki büyük sebebi var: biri enflasyon, diğeri ise gelir vergisi dilimleri.”

‘Türkiye ortalamasında ücret kazanan bir vatandaşımızın cebindeki dört liradan biri enflasyon ve vergi dilimi kurbanı olacak’

Dalgın, özel sektörde çalışan bir vatandaşımızın aldığı maaşın yüksek enflasyon ve gelir vergisi nedeniyle aydan aya reel olarak nasıl eridiğini verdiği örnekler ile anlattı: “Sizi Pınar Hanım ile tanıştırayım. Orta halli bir ailenin üç çocuğundan biri. KYK kredisi ve ailesinden aldığı destekle üniversiteyi bitirmiş. Ocak 2023’de bir mali denetim firmasında çalışmaya başlamış. Bir iş bulduğu için çok sevinmiş. Ne de olsa milyonlarca yaşıtı ne işte ne de okulda... Pınar Hanım’ın işe giriş maaşı brüt 17 bin lira. Yani, ülkemizdeki ortanca ücret seviyesinde. Ocak sonunda banka hesabına baktığında ise 13 bin 500 lira görmüş. Zira brüt maaşından gelir vergisi ve sosyal güvenlik primi kesintileri yapılmış. Sonra ilk mücadelesi başlamış: enflasyon. Kâğıt üzerinde aynı kalan maaşı her ay adım adım erimeye başlamış. O yüzden her zaman enflasyon hırsızlıktır diyorum! Haziran ayında çok tatsız bir sürprizle daha karşılaşmış. Banka hesabına 12 bin 800 lira yatmış. ‘Bir yanlışlık olmalı’ diye düşünüp personel birimine durumu sorduğunda, ‘gelir vergisinde bir üst dilime geçtin’ denmiş. Senede 70 bin lira kazanana kadar yüzde 15 gelir vergisi verirken, bunu aştığı andan itibaren yüzde 20 vergi ödemeye başlamış! Bu iki faktör neticesinde, TÜİK verilerini kullansak bile, haziran ayında reel ücreti 10 bin 670 liraya düşmüş. Yani altı ayda üç bin lira cebinden uçup gitmiş! Temmuz ayında Pınar Hanımın asgari ücrete paralel bir zam almış. Brüt ücreti yüzde 34 artmış. Artık net maaşı 17 bin lirayı geçmiş. Elinin biraz bollaştığına sevinmiş. Ama aslında enflasyon etkisini çıkarınca ocak ayındaki maaşına geri dönmüş. Maalesef ara zammın etkisi yalnızca üç ay sürmüş. Zaten bugün itibarıyla da enflasyon zammın tamamını eritmiş durumda. İşin kötüsü, Pınar Hanım gelir vergisinin ikinci dilimini de aştı. 150 bin liranın üzerindeki kazancı üzerinden yüzde 27 vergi ödeyecek! Kasım ve Aralık enflasyonu Ekim seviyesinde olursa, Pınar Hanım’ın reel ücreti bu sene içinde dörtte bir azalmış olacak! Türkiye ortalamasında ücret kazanan bir vatandaşımızın cebindeki dört liradan biri enflasyon ve vergi dilimi kurbanı olacak!”

‘Beyaz yaka Pınar Hanım’ın da mavi yaka Mehmet Bey’in de sorunları aynı!’

“Şimdi de Mehmet Bey’in hikayesine kulak kabartalım. Kendisi sendikalı bir işçi. ‘Beyaz yaka’ Pınar Hanım’ın sorunları ‘mavi yaka’ Mehmet Bey için de birebir geçerli. DİSK Araştırma Biriminin analizi çerçevesinde onun bordrosuna bir bakalım. Mehmet Bey’in Ocak 2023'deki giydirilmiş brüt ücreti ile fazla mesai, sosyal ödenekler gibi yan ödemelerinin toplamı aylık 20 bin lira. Mehmet Bey yıl ortasında yüzde 25'lik zam alıyor ve brüt kazancı 25 bin liraya çıkıyor. Unutmayalım. Haziran 2023 itibari ile özel sektörde aylık ortalama brüt ücret 16 bin 500 liraydı. Mehmet Bey’in maaşından Ocak ayında yapılan vergi ve sigorta prim kesintisi 4.350 liraydı. Bu miktar geçen ay itibariyle 7.300 liraya çıktı! Yani, sene başında Mehmet Bey’in kazancının yüzde 22'si vergi ve kesintilere giderken, bu oran artık yüzde 30. Bir diğer deyişle, arkadaşımızın maaşı gerçek enflasyon kadar arttıysa bile, eline geçen para 78 liradan 70 liraya düştü! Lütfen şunu da unutmayalım, Pınar Hanım da Mehmet Bey de harcamalarını yaparken KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilere maruz kalıyor. Yani kazandıkları paradan bir kez daha vergi ödüyorlar. 100 liralık brüt kazançla belki 50 liralık ürün alabiliyorlar. Üstelik, bu kadar ödemeye rağmen ne kalitede kamu hizmeti aldıklarını takdirinize bırakıyorum. Dünyanın vergisini öde, sonra musluk suyunu bile içeme! Unutmayalım, Pınar Hanım harcamalarını yaparken KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilere maruz kalacak. Yani kazandığı paradan bir kez daha vergi ödeyecek! 100 liralık brüt kazancıyla belki de 50 liralık ürün alamayacak! Üstelik, tüm bu ödemeye rağmen belki yeterli kalitede kamu hizmeti alamayacak. Mesela musluk suyunu bile içemeyecek, ona da ilave para harcayacak.”

‘Demokratik hukuk devletinin sigortası orta direktir. Ancak, orta direk çöktü’

Demokratik hukuk devletinin sigortasının ve toplumun azami refah ve mutluğunun adresinin orta direk olduğunu ifade eden Dalgın, “Ancak, orta direk çöktü. Haziran 2023 itibari ile özel sektörde aylık ortalama brüt ücret 16 bin 500 lira. İstanbul’da ortalama kira 17 bin, Ankara’da ise 14 bin lira seviyesinde. 36 ay vadeli kredi ile alınan en ucuz sıfır otomobilin aylık kredi taksiti 23 bin liranın üzerinde. Yani orta direğin iki anahtar, yani bir ev, bir araba hedefi artık hayal bile değil.” şeklinde konuştu.

‘Gelir vergisi dilimlerini, gerçek enflasyona göre, geçmişi de telafi edecek şekilde güncelleyin’

Özel sektör çalışanlarının sorunlarına çözüm bulunması için hükümete çağrıda bulunan Dalgın, şu ifadeleri kullandı: “Orta direğe ve bilhassa özel sektörde kayıtlı çalışanlara sahip çıkmak için hükümete iki somut çağrıda bulunuyorum. Birincisi, enflasyonla ciddi bir mücadele yapın. Enflasyon hırsızlıktır. Vatandaşımızın cebindeki parayı çalmaktır. Enflasyon fakirliktir. Çalışıp didinip gene de ayın sonunu getirememektir. Enflasyon ahlaksızlıktır. Kâğıt üzerinde maaş zammı illüzyonuyla, alın teri döken insanımızı kandırmaktır. Enflasyonla ciddi mücadelenin ilk adımı, enflasyon verilerini doğru açıklamaktır. Eksik açıklanan enflasyon düşük zamlara yol açar ve vatandaşımızın alım gücünden eksiltir. İkincisi, gelir vergisi dilimlerini, gerçek enflasyona göre, geçmişi de telafi edecek şekilde güncelleyin. Bunu yapmazsanız, kâğıt üzerinde artar gibi görünen, ama reel olarak azalan ücretler daha yüksek vergi oranına tabi olacak ve iyice kuşa dönecek. Gelir vergisinin ilk dilimi, seneye 70 bin liradan 110 bin liraya çıkacak. Yani 2024 yılı içinde toplam 110 bin lira kazandığınız an yüzde beş daha fazla vergi ödemeye başlayacaksınız. Halbuki 2024’ün 110 bin lirasının alım gücü, 2023’ün 70 bin lirasından çok daha düşük! Daha az reel kazanca daha çok vergi oranı! Bu nasıl adalet! Eğer bu terazi bozulmasaydı, 2000 yılındaki gelir dilimini güncelleyerek bugüne gelseydik, ilk gelir vergisi eşiğinin 110 bin değil, 289 bin lira olması gerekirdi! Zaten yüksek enflasyon altında eriyen reel ücretlere bir de vergi prangası vurulmazdı!”

‘Enflasyon yüküne, vergi prangasına karşı sessiz kalmayacağım’

Burak Dalgın, şu ifadelerle konuşmasını tamamladı: “Milletimizin vekili, orta direğimizin sesi olarak onuruyla çalışıp kazanan vatandaşımızın hakkını hukukunu savunmaya devam edeceğim. Enflasyon yüküne, vergi prangasına karşı sessiz kalmayacağım. Vatandaşımızın alın teriyle kazandığı her bir kuruşun savunucusu olmaya devam edeceğim.” (Haber Merkezi)