Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi öğretim üyelerince hazırlanan raporu hatırlatan Dalgın, “Gönen Çayı’nda yapılan ölçümler, suyun oksijen seviyesinin 0,11–0,17 mg/L’ye kadar düştüğünü gösteriyor. Bu, artık balıkların yaşamadığı, toprağa ve tarıma zarar veren bir tablo demek” ifadelerini kullandı.

Rapora göre, Mısaçka Köprüsü ile Bostancı Mahallesi arasındaki kesimde balık ve makro faunanın tamamen yok olduğu belirtiliyor. Dalgın, bu durumun yalnızca bir çevre felaketi değil, aynı zamanda tarımsal üretim, insan sağlığı ve bölgesel gıda güvenliği açısından büyük bir tehdit olduğunu vurguladı.

Milletvekili Dalgın, “Gönen Ovası’nın bereketi bu çaydan geliyor. Eğer bu suyu koruyamazsak, ovayı da kaybederiz. Temiz su olmadan üretim olmaz, üretim olmadan da bölge ekonomisi ayakta kalamaz,” dedi.

Dalgın ayrıca, sanayi tesislerinden gelen atıkların, arıtılmadan bırakılan tarımsal drenaj sularının ve yetersiz kanalizasyon sistemlerinin çayı zehirlediğine dikkat çekti. “Artık lafta çevrecilik değil, somut adımlar zamanı. Gönen Çayı için bir acil eylem planı oluşturulmalı ve bu plan kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşılmalıdır,” çağrısında bulundu.

Milletvekili, Bakanlığa şu soruları yöneltti:

1) Gönen Çayı’nda tespit edilen ağır kirlilik düzeyleri konusunda Bakanlığınızın hazırladığı veya talimat verdiği bir acil eylem planı bulunmakta mıdır?

2) Son beş yıl içinde Gönen Çayı ve çevresinde su kalitesi ölçümü yapılmış mıdır?

3) Gönen Organize Sanayi Bölgesi ve çevresindeki sanayi tesislerinden kaynaklanan atıksu deşarjlarının denetimi en son ne zaman yapılmıştır?

4) Gönen Ovası’ndaki bu ekolojik çöküşün, bölgedeki tarımsal üretim ve yeraltı suyu kalitesine etkileri konusunda bir etki analizi yapılmış mıdır?

Haber: Oğuzhan GECER