Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında asgari ücret tartışmalarına ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulunarak hem çalışanlar hem de işletmeler açısından çarpıcı uyarılarda bulundu. Dalgın, “Türkiye’de asgari ücret istisnai bir ücret olmaktan çıktı; çalışanların yarısından fazlasının maaşı hâline geldi. Bu durum hem gelir adaletsizliğini artırıyor hem de ekonomide vasatlığı kalıcılaştırıyor” dedi.
“Açlık sınırının altında ücret vererek toplum ayakta kalamaz”
TÜRK-İŞ’in güncel verilerine göre açlık sınırının 29.800 TL’ye ulaştığını hatırlatan Dalgın, mevcut asgari ücret olan 22.104 TL’nin, temel yaşam giderlerini bile karşılamaktan uzak olduğunu söyledi.
“Asgari ücret en az 30 bin TL olmalı. Bu rakam hem enflasyon + büyüme hesabına uyuyor hem de insanca yaşamın en alt çizgisidir.”
Dalgın, 30 bin TL’nin mevcut kurla yaklaşık 750 dolar anlamına geldiğini, bunun da Türkiye’nin kişi başına milli gelirinin yarısına denk geldiğini belirtti.
“Dört kişilik ailede herkes asgari ücretli olsa bile yoksulluktan çıkamıyor”
Dalgın’ın paylaştığı verilere göre: Yoksulluk sınırı: 97.200 TL, Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti: 38.800 TL. Son iki yılda yalnızca 4 ay boyunca asgari ücret, açlık sınırının üzerinde kaldı.
36 OECD ülkesi arasında Türkiye, saatlik asgari ücrette 28. sırada. Dalgın, “Ucuz işgücü politikası Türkiye’ye yıllar kaybettirdi. Hem çalışanı paryalaştırdı hem de orta sınıfı eriterek vasatlığı yaygınlaştırdı” ifadelerini kullandı.
“Asgari ücreti devlet belirliyor ama fatura KOBİ’nin sırtına kesiliyor”
Dalgın, Türkiye’de istihdamın %70’inin KOBİ’ler tarafından sağlandığını, ancak asgari ücretin belirlenme sürecinde yükün büyük kısmının yine bu işletmelere kaldığını vurguladı. Mevcut net asgari ücretin işverene maliyeti: 30.600 TL, önerilen 30 bin TL’lik ücretin maliyeti: 41.500 TL
“Devlet başkasının cebinden para dağıtamaz. Esnafı ve KOBİ’yi boğarsanız istihdamı da boğarsınız.”
“Türkiye’de ücretler sıkıştı: Asgari ücret merdiven değil pranga oldu”
Dalgın’ın aktardığı verilere göre: Özel sektörde çalışanların %47’si asgari ücretli.
Asgari ücret civarında kazananlarla birlikte bu oran %53’e çıkıyor.
Kadın çalışanların %60’ı asgari ücretli veya daha az gelir elde ediyor.
Kayıt dışı çalışan kadınların %90’ı asgari ücretin bile altında.
Dalgın, “Bu tablo orta sınıfın yok olması demektir. Asgari ücret bir basamak olması gerekirken, çalışanların ayağına bağlanmış bir prangaya dönüştü” dedi.
“Tek tip asgari ücret şehirler arası uçurumu büyütüyor”
Türkiye genelinde yaşam maliyetlerinin ciddi farklılık gösterdiğini belirten Dalgın, İstanbul’da ortalama kira fiyatının 33.600 TL, Kilis’te 9.700 TL, Uşak’ta 17.200 TL olduğunu hatırlattı. “Yaşam maliyetinde beş kata varan fark varken Türkiye’de tek tip asgari ücret uygulaması adil değil.” Dedi.
Dalgın’dan üç maddelik çıkış planı
Dalgın, hem çalışanı koruyan hem de işletmeleri ayakta tutan bir model için üç başlık önerdi: İnsanca yaşam standardını esas alan asgari ücret. KOBİ’leri kayıt dışına itmeyen, teknik kurul tarafından belirlenen öngörülebilir bir sistem. Ucuz işgücüne dayalı değil; katma değer, marka ve teknolojiye dayanan bir kalkınma seferberliği.
Haber: Oğuzhan GECER

Yorum yapın