Balıkesir Üniversitesi (BAÜN), çevre dostu tarım ve arıcılık alanında ulusal ve uluslararası düzeyde dikkat çeken bir başarıya imza attı. Çağış Kampüsü’nde yürütülen TÜBİTAK destekli proje kapsamında geliştirilen yenilikçi nanosolüsyon sayesinde, tamamen doğal yöntemlerle yüksek kaliteli bal üretimi sağlandı.

Balıkesir Üniversitesi Veteriner Fakültesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Hakan Tavşanlı yürütücülüğünde, Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü akademisyenlerinden Prof. Dr. Seda Beyaz ve Savaştepe Meslek Yüksekokulu akademisyenlerinden Doç. Dr. Gülşah Çelik Gül tarafından ortaya koyulan ve Balıkesir Teknokent’te faaliyet gösteren Novalabs Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile ortak yürütülen “Varroa (Varroa destructor) ve Büyük Mum Güvesine (Galleria mellonella) Karşı İnovatif Borat Temelli Nanosolüsyonun Uygulanması ve Pilot Ölçekli Üretimi” başlıklı projede, arıcılığın en büyük tehditlerinden olan bu zararlılara karşı çevre dostu bir çözüm geliştirilmesi hedeflenmektedir. Borat bileşiklerinin nanoteknolojik yöntemlerle çözünürlüğünü artıran nanosolüsyon, hem yüksek biyolojik etkinlik hem de düşük toksisite sunarken, balda hiçbir kalıntı bırakmadığı da laboratuvar analizleriyle kanıtlandı.

60 Kovanla Başlayan Üretim, Rekorla Tamamlandı

Çağış Kampüsü’nde çevresel kirleticilerden uzak, izole bir alanda konumlandırılan 50 arı kovanıyla başlayan üretim, kampüsün zengin bitki çeşitliliğinden elde edilen yaklaşık 800 kilogram doğal bal ile rekor seviyede sonuçlandı. Arılar, yalnızca kampüs sınırları içindeki Devedikeni, Hardal Otu, Hindiba, Gelincik, Ihlamur, Akasya, Söğüt, Ayçiçeği ve Karaçalı gibi birçok değerli bitki türünden nektar toplayarak balın doğal yapısını ve polifloral zenginliğini sağladı.

Dünya Kalitesinde Doğal Bal: İlk %20’ye Girdi

Türk Gıda Kodeksi’ne göre, prolin değeri 300 mg/kg’ın üzerinde ve sakkaroz oranı %5’in altında olan ballar “Doğal Bal” kabul edilir. Balıkesir Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Laboratuvarında yapılan analizlerde ise balın prolin değeri yaklaşık 500 mg/kg, sakkaroz oranı %2’nin altında ölçülerek, ürünün hem doğal hem de üst segment kalitede olduğu belirlendi. Yüksek prolin değeri ve polifloral yapısıyla bu bal, uluslararası standartlara göre dünyadaki en kaliteli ballar arasında ilk %20’lik dilime girmeyi başardı. Ayrıca kullanılan borat temelli nanosolüsyonun balda bor birikimine neden olmadığı da laboratuvar sonuçlarıyla tescillenerek, çevreci üretimin ürün kalitesine zarar vermeden uygulanabileceği ortaya kondu.

Doç. Dr. Hakan Tavşanlı: “Hedefimiz Doğayı ve Arıyı Korumak”

Proje hakkında bilgi veren Doç. Dr. Tavşanlı, projenin amacının arıcılığın en büyük tehditlerinden biri olan parazitlere karşı doğada kalıntı bırakmayan, arı sağlığını tehdit etmeyen ve bal kalitesini koruyan bir çözüm geliştirmek olduğunu belirtirken, kampüs içerisinde kirleticilerden uzak ve izole bir alanda yürütülen çalışmada arıların zengin ve temiz floradan beslenerek rekor seviyede bal ürettiğini söyledi. Analizlerin balın doğal ve polifloral yapısını destekleyen yüksek prolin değeri ve düşük sakkaroz oranını ortaya koyduğunu ifade eden Doç. Dr. Tavşanlı, ayrıca borat temelli parazit önleyici nanosolüsyonun balda bor birikimine yol açmadığını tespit ettiklerini ve bunun hem sağlıklı hem de yüksek kaliteli bal üretimine olanak sağladığını aktardı. Doç. Dr. Tavşanlı, projenin Türkiye’de sürdürülebilir ve kaliteli arıcılık adına yeni bir yol açacağına inandıklarını da vurguladı.

Haber videosunu izlemek için; https://youtu.be/FsCv4VtX3pQ

(Balıkesir Üniversitesi)