Balıkesir Tabip Odası’nın “Aile Hekimliğinin Ucube Yönetmeliğine Dayanarak Başlatılan Şimdiki Uygulamaya Karşı Çıkıyoruz” adlı basın açıklaması şu şekilde;
“Sağlık hizmetlerinin ve hekimliğin temel amacı, toplumları ve kişileri hastalıklardan korumaktır. Bunun için ülkede koruyucu sağlık hizmetlerini eşit ve bütün olarak sunabilecek birinci basamak sağlık hizmetlerinin olması gereklidir. Ülkemizde birinci basamak sağlık hizmetleri 1961 yılına kadar dikey sağlık örgütleri ve hükümet tabipliği ile yürütülmüştür.
1961 yılında çıkarılan 224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkındaki Kanun ile sağlık hizmetlerinin yatay bir örgütlenme modeliyle sosyalleştirilmesi amaçlanmıştır. Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi ile “dar bölgede geniş tabanlı hizmet” modeli ön görülmüş, koruyucu sağlık hizmetlerine önem ve öncelik verilmiştir. Sağlık ocaklarında tam süre çalışan geniş bir ekip tarafından sunulan, toplumcu anlayış ile, eşit, sürekli, parasız, entegre ve basamaklandırılmış sağlık hizmeti Sosyalleştirmenin temel ilkeleri olarak kabul edilmiştir.
Ülkemizde birinci basamak sağlık hizmetleri 2022 yılından beri Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın en önemli ayağı olan aile hekimliği sistemi ile yürütülmektedir. Hizmet aile sağlığı merkezleri (ASM) ve toplum sağlığı merkezleri (TSM) ilçe sağlık müdürlüğü ile parçalanmış bir şekilde verilmeye çalışılmaktadır. Bu parçalanmış yapı, bireye ve topluma yönelik hizmetlerin entegre olarak verilmesini engellemekte, toplumu tanıma, bu toplumun gereksinimlerini bilme ve gereksinimlerin karşılanıp karşılanmadığını izleme kapasitesini son derece düşürmektedir. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin temel işlevleri maalesef bizim sistemimizde uygulanmamaktadır. Hastalar en temel sorunları için bile hastaneye gitmekte, ASM yetersizlikleri nedeni ile süreklilik aksamakta, kapsayıcılık zarar görmekte ve diğer sağlık kurumlarıyla eşgüdümlü hizmet verilememektedir.
Parçalanmış birinci basamak hizmetinin sürdürülemez olması özellikle yaşadığımız pandemide apaçık ortaya çıkmıştır. Bütüncül bir hizmet ile mücadele edilmesi gereken pandemi TSM/ilçe sağlık müdürlüğü üzerinden yürütülmeye çalışılmış, sistem gereği bireye yönelik hizmetle sınırlanmış olması nedeniyle ASM’lerin işlevi sınırlı bırakılmış, topyekun bütüncül mücadele olanağı sağlanamamıştır.
Aile hekimliği sistemi kayıtlı nüfus temelli olduğu için ASM konumlandığı bölge/toplum bağlamından kopartılmış; sadece kayıtlı nüfusa hizmet verilmekte, misafirler, göçmenler, öğrenciler, mevsimlik işçiler gibi hareketli nüfusun hizmet alması mümkün olmamaktadır. Birinci basamak ekibi sınırlandırılmış ve ekip çalışması dinamiği zayıflatılmış, birinci basamak hizmetlerin kapsayıcılığı zayıf bırakılmış, gereksinimleri yeterince karşılayamamasına yol açmıştır. Gereksinimleri daha fazla olan dezavantajlı/riskli grupları daha da dezavantajlı konuma getirmektedir.
Aile hekimine ilin en uzak bölgesinden kişiler de kayıt yaptrabilmektedir. Hatta başka bir ilde olan da Balıkesir’deki bir Aile Hekimine kayıt yaptırabilmektedir.
Oysa Sağlık Ocağı sisteminde Sağlık Ocağı tanımlanan ve sınırları belli olan en yakınındaki nüfusa hizmet vermekteydi.Örneğin bir mahallede üst üste ayni vakalar çıktığında vaka olan bölgeyi incelemeye almakta,su numunesi,gıda numunesi ve filyasyon çalışması ile koruyucu önlem alabilmekte, müdahele edebilmekteydi.Siztem bölge tabanlı idi. Aile hekimliğinde bireye yönelik hizmet verildiğinden bunların hiçbirisi yapılmamaktadır.
Koruyucu hekimlik hizmetlerinin bütüncül olabilmesi için Birinci Basamak Sağlık Hizmeti toplum merkezli ve bölge tabanlı olmalıdır. Herkes birinci basamak sağlık hizmetine ulaşabilmelidir. Ticarethane değil eşit, ulaşılabilir, nitelikli, bütüncül sağlık hizmetinin yolu açılmalıdır.
Sağlık Bakanlığı 2006 yılından beri uyguladığı sistemin hatasını görmüş ancak sadece İl dışı kayıtlar ile ilgili önlem almaya çalışmaktadır. Yani şahıs İstanbul’da ise ve Balıkesir’deki Aile Hekimine kayıtlı ise bu kişinin kaydını İstanbul’daki adresine en yakın Aile Hekimine almaktadır. Ancak Marmara Adasında veya Ayvalık, Dursunbey’de oturup da, Balıkesir Merkezdeki Aile Hekimine kayıtlı olan kişi ile ilgili bir işlem söz konusu değildir.
Yapılmaya çalışılan 2006 yılından beri yapılagelen yanlışın çok küçük bir kısmından geri dönüş, önlem alınmıştır ki 1 ay içerisinde İstanbul’daki kişi isterse yine Balıkesir’deki Aile Hekimine kaydını aldırabilecektir. Böyle bir geçiş süreci verilmekte ve hiçbir sorunu çözmeyecektir. Sağlık Bakanlığının yürürlüğe koyduğu ucube yönetmelik ve şimdiki dayanağı olan bu uygulamaya derhal son verilmelidir. Kamuoyunun bilgisine sunulur.”
(Balıkesir Tabip Odası Yönetim Kurulu)
Yorum yapın